3. Hukuk Dairesi 2017/4366 E. , 2017/12337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kiracıya taşınmazın 22.04.2010 tarihli sözleşme ile kiralandığını, davalının Sarıyer ilçesinde kendisine ait konutunun bulunduğunu, sözleşme yapılırken bunu bilmediğini belirterek davalının TBK 352/son uyarınca tahliyesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendisine ait taşınmazın ... sınırları içerisinde iken sonradan yasa ile kiralanan taşınmazın bulunduğu Sarıyer ilçesine dahil olduğunu, burasının inşaat halinde olduğunu, yapı kullanma izninin olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, kiralananın dava sırasında tahliye edilmesi nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacının dava açmakta haksız olduğu gerekçesiyle yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 352/son maddesi uyarınca açılacak davada dava hakkı kiraya verene ait olup, açılan tahliye davasında tahliye kararı verilebilmesi için kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutunun bulunması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Bu iki koşulun bir arada bulunması zorunludur.
Somut olayda davalı kiracının aynı ilçe sınırları içerisinde evi olduğu ancak davalı tarafça bu evin oturalamaz vaziyette olduğu savunulmuş, mahkemece 02.06.2015 tarihli celsede "Davalıya ait taşınmaz başında 26/6/2015 günü saat.10:00 da keşif icrasına, inşaat bilirkişisine 350 TL ücret takdirine mahkeme yolluğuda dahil olmak üzere toplam 545,40 TL keşif avansının en geç keşif gününe kadar davalı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesine," şeklinde ihtar yapılmış ise de davalı tarafça keşif avansı yatırılmadığından keşif yapılmamıştır.
HMK" nun 324. madde gereğince “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”.
Somut olayda mahkemece keşif avansının yatırılması için davalıya süre verilmiş ise de davalıya usulune uygun kesin süre verilmemiştir. Buna göre mahkemece davalıya usulune uygun kesin süre verilerek süresinde keşif avansının yatırılması halinde kiracıya ait olduğu beyan edilen taşınmaz başında keşif yapılarak, davalı kiracının savunması üzerinde durularak konutun oturulabilir durumda olup olmadığı araştırılıp, konusuz kalan dava hakkında dava tarihindeki haklılık durumunun bu şekilde tespiti ile yargılama giderlerinin belirlenmesi gerekirken davacının tahliye talep etme hakkı olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmişir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.