Esas No: 2021/163
Karar No: 2022/3806
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/163 Esas 2022/3806 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/163 E. , 2022/3806 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28.11.2018 tarih ve 2017/302 E. - 2018/429 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi'nce verilen 09.10.2020 tarih ve 2019/462 E. - 2020/854 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına 2015/42843 başvuru numarası ile "..." ibareli marka başvurusuna davalı şirket tarafından GÜRAL ibareli markaları gerekçe gösterilerek yapılan itirazın kısmen kabul edildiğini, ilgili karara karşı müvekkili tarafından yapılan itirazın Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından reddedildiğini, müvekkilinin isim ve soy isim kullanma isteği ile yaptığı başvurunun reddi yönündeki kararın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin kendi isim ve soy isminden oluşan ve müvekkilin ilgili ibareleri tüm faaliyetlerinde kullanabilmesinin 1934 tarihli Soyadı Kanunu ile korunmakta olduğu markası ile redde mesnet markalar arasında anlamsal, görsel, işitsel ya da fonetik açıdan benzerliğin de söz konusu olmadığını ileri sürerek TPMK YİDK’nın 2017-M-5167 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin “GÜRAL” esas unsurlu çok sayıda markanın sahibi olduğunu ve “GÜRAL” markasının tanınmış marka olduğunu, davacının müvekkili şirkette herhangi bir hakkı, ortaklığı, pay sahipliğinin olmadığını, davacının kendi isim ve soy ismi olsa da, müvekkili markası ile iltibas yaratmakta ve tanınmış markasına zarar verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,davacının "..." ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın "GÜRAL" ibareli tescilli markaları arasında başvuru kapsamından çıkartılan mal/hizmetler yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, GÜRAL ibaresinin her iki taraf markasında asli unsur olarak ön plana çıktığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin yargılama konusu markanın kapsamından çıkartılan mal ve hizmetler yönünden ayırdığı satın alma/yararlama süresi içinde, davacının "..." ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının "GÜRAL" ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, diğer bir anlatımla başvuru kapsamından çıkartılan mal/hizmetler yönünden davalının "GÜRAL" ibareli markalı ürünü/hizmeti satın almak/yararlanmak isterken davacının "..." ibareli markalı ürünü/hizmeti satın almak/yararlanmak şeklinde bir yanılgıya düşebileceği, hedef tüketici kitlesi yönünden bu mallar/hizmetler açısından başvuru konusu işaret ile davalı firmanın markası arasında işletmesel bağ olduğu algılaması oluşabileceği, bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK'nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulu oluştuğu kanaatine varılarak YİDK kararının yerinde ve doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı tarafın marka başvurusuna konu ettiği "..." ibaresi ile davalı şirketin "GÜRAL" esas ibareli markaları arasında, davacının başvurusunun kapsamından çıkartılan mal/hizmetler yönünden, görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunduğu, dava konusu ibareler arasındaki iltibas nedeniyle de, kişinin adı ve soyadının dürüstçe kullanımının engellenemeyeceği yönündeki iddianın yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.