8. Hukuk Dairesi 2011/7420 E. , 2012/4319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine, Başbakanlık ... ve Buruk Belediye Başkanlığı aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.04.2011 gün ve 209/231 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava konusu 116, 1359 ve 1463 parsel sayılı taşınmazların öncesinde taşlık ve çalılık iken, vekil edeni tarafından imar ve ihya edilerek 31.01.1969 tarihinde tarla haline getirildiğini ve anılan tarihten itibaren kazandırıcı zilyetliğinde bulundurduğunu açıklayarak nizalı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, nizalı taşınmazların tapuda TOKİ Başkanlığına devredildiğini açıklayarak davanın pasif taraf ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı TOKİ Başkanlığı vekili,dava konusu taşınmazların 1164 sayılı Kanun kapsamında tapuda idarelerine devredildiğini, davacının taşınmazlar üzerinde kötü niyetli zilyet bulunduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir. Davalı ...,yargılama oturumlarına katılmadığı gibi davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tapu kütüğünde davalı TOKİ Başkanlığı adına kayıtlı olduğu bu nedenle davalılar Hazine ve Belediye Başkanlığı bakımından pasif taraf ehliyeti bulunmadığından, davalı TOKİ Başkanlığı yönünden ise, taşınmazların tapuya tescil tarihinden itibaren dava açmak için öngörülen hak düşürücü süre geçirildikten sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, tespit öncesi nedenler bakımından, uyuşmazlık konusu 116 ve 1359 sayılı parsellerin tapulama yoluyla sırasıyla 18.03.1967 ve 26.12.1969 tarihlerinde tapuda Hazine adına tescil edildiklerine, her iki parselin 27.11.2006 tarihinde tapuda TOKİ Başkanlığına devredilerek adına tescil edildiklerine, eldeki davanın 766 sayılı Yasanın 31/2, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 ve Geçici 4. maddesi uyarınca hak düşürücü süreler geçirildikten sonra 15.03.2010 tarihinde açıldığına, uyuşmazlık konusu 1463 parsel idari yoldan 11.03.1988 tarihinde Hazine adına tescil edildiğine, sonrasında tapuda 27.11.2006 tarihinde TOKİ Başkanlığına devredilerek adına tescil edildiğine, taşınmaz idari yoldan tapuya tescil edildiğine göre, taşınmazın tescil edildiği tarihe kadar zilyetlik yoluyla tüm kazanma koşullarının gerçekleşmesi halinde nizalı yerin mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olduğuna, ne var ki davacı vekilinin dava dilekçesinde anılan parselin 31.01.1969 tarihinde vekil edeni tarafından imar-ihya edilerek tarla haline getirildiğinin açıklandığına, bu şekilde taşınmazın imar ve ihyasının tamamlandığı tarih olarak bildirilen 31.01.1969 tarihinden taşınmazın tapuya tescil edildiği 11.03.1988 tarihine kadar kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin dolmadığına, tespit sonrası sebepler için ise, tapulu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken bir değer taşımayacağına ve zilyede herhangi bir hak bahşetmeyeceğine, nizalı 116, 1359 ve 1463 sayılı parsellerin sırasıyla 1967, 1969 ve 1988 yıllarından bu yana tapu kütüğünde önce Hazine sonrasında TOKİ Başkanlığı adına kayıtlı bulunduğuna, tapuda Hazine veya kamu tüzel kişiliği adına kayıtlı bulunan taşınmazların TMK.nun 713/2. maddesi kapsamında mülkiyetinin zilyetlik yoluyla kazanılmasının olanaklı olmadığına göre, TOKİ Başkanlığı aleyhine açılan davanın bu sebeplerle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de, dava retle sonuçlanmış olup hüküm sonucu itibariyle doğru bulunmaktadır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden reddi ile sonucu itibariyle doğru bulunan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 15.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.