Abaküs Yazılım
1. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/1552
Karar No: 2020/993

Kasten öldürme - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2018/1552 Esas 2020/993 Karar Sayılı İlamı

1. Ceza Dairesi         2018/1552 E.  ,  2020/993 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Kasten öldürme
    HÜKÜM : Karabük Ağır Ceza Mahkemesinin 18/01/2017 gün, 2016/16 esas, 2017/7 sayılı kararı ile;



    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Mahkemenin kabul ve uygulamasına göre, suçun vasıflandırılmasında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, tebliğnamedeki bozma görüşü benimsenmemiştir.
    Katılanlar Demet ve Mirza vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesini yasal süresi geçtikten sonra vermiş olduğu anlaşıldığından, katılanların temyiz isteminin 5271 sayılı CMK"nin 298. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
    Sanık ... hakkında; maktul ..."a yönelik kasten yaralama sonucu ölümüne neden olmak suçundan TCK"nin 87/4, 29. maddeleri uyarınca 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Karabük Ağır Ceza Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafii, katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, istinaf talebinin kabulüne ve yeniden kurulan hükümle sanığın TCK"nin 81, 29. maddeleri uyarınca sonuç olarak 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin duruşma açarak verdiği 05/05/2017 gün ve 2017/804 Esas, 2017/908 sayılı kararının, yapılan yargılamaya, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu, suçun sübutuna ve vasfına ilişkin belirlemeler ile uygulanan kanun maddelerinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; anılan karara karşı yasal süresi içerisinde temyiz talebinde bulunan katılanlar vekilinin; haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, sanık müdafiinin; ceza miktarına, suç niteliğine, haksız tahrik indirim miktarına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak 5271 sayılı CMK.nin 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, dosyanın Karabük Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10/03/2020 gününde Üyeler ... ve ..."ın eksik incelemeyle karar verildiğine ve kasten öldürme suçunu oluşturmayacağına ilişen karşı oyları ile oy çokluğu ile karar verildi.


    (M) (M)


    KARŞI OY:

    Sanık hakkında Karabük Ağır Ceza Mahkemesince TCK"nin 87/4 ve 29/1. maddeleri uygulanmak suretiyle verilen 7 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasının istinaf edilmesi üzerine, dosyaya bakan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi suçun kasten öldürme olduğu değerlendirmesiyle, TCK"nin 81, 29 ve 62. maddelerini uygulayarak sanığın 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin kararının temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Dairemiz oy çokluğu ile temyiz isteğinin esastan reddine karar vermiştir.
    Burada öncelikle tartışılması gereken husus, sanığın eyleminin kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği olmalıdır.
    Öldürme olayından 3 gün kadar önce sanık ile maktul arasında bir tartışma yaşanmış bu tartışmada maktul sanığa küfür etmiştir. Olay günü de sanıkla maktul arkadaşları da olduğu halde parkta bir araya gelmişlerdir. Üç gün önce meydana gelen olay konuşulduğu sırada, maktulün aramızda bir şey yok demesi üzerine sanık sinirlenmiş, nasıl bir şey yok sen anama avradıma küfretmedin mi diyerek önce sanığın yüzüne doğru bir tekme vurmuş, bu sırada maktul sırt üstü yere düşmüş, araya tanıklar girdiğinde ve tanıkların engellemelerine rağmen sanık boyun ve yüz bölgesine doğru bir ya da iki tekme daha savurmuştur. Maktulün ... nedeni Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesince künt kafa ve boyun travmasına bağlı olarak beyin kanaması ve medulla spinalis kanaması olarak değerlendirilmiştir.
    Maktul tekme darbeleri sonucunda ölmüştür. Olayda TCK"nin 6. maddesinin 1-f bendinde sayılan silah veya benzeri bir alet kullanılmamıştır. Tekme, ayakla vurmadır. Ayak vücudun bir uzvudur. Vücudun bir uzvu kullanılırken öldürmek amacıyla hareket edildiğini söylemek mümkün değildir. Ancak yerde ve sert zeminde olan bir kişinin kafasını sert zeminden alınan destekle ezmek veya ayaktaki ayakkabının özel yapılmış olması halleri istisna olabilir. Ancak olayımızda böyle bir durum söz konusu değildir.
    Bu olayda ... neticesi beklenen bir hal olarak ortaya çıkmamıştır. Sanığın öldürmek amacında olduğunu mevcut hal ve şartlara göre söylemek mümkün değildir. Sanığın öldürme amacıyla hareket etmediğini söylemenin en büyük iki nedeni olayın kavgayı aralayabilecek tanıkların yanında meydana gelmiş olması ve sanığın öldürme suçu yönünden elverişli bir aletle icraya başlamamış olmasıdır.
    Bir başka bakış açısından baktığımızda da, Dairemizin çoğunluğunun verdiği kararın hatalı olduğunu söylemek mümkündür. Bu da kavga sırasında tekme savuran isabet ettiremeyen ya da tekme ile vuran kişinin öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasının söz konusu olamayacağıdır. Öldürmeye teşebbüs suçunda elverişli vasıta ile icraya başlanmamış olması yaralama ve öldürmeye teşebbüs ayrımında en önemli kriterlerden biridir. ... neticesinin meydana gelmemesi halinde öldürmeye teşebbüs sayılmayan bir durum, ... neticesinin meydana gelmesi halinde nasıl kasten öldürme sayılabilir. Üstelik TCK"nin 87/4. maddesinde neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamaya ilişkin bir düzenleme varken, bunun kabul edilmesi mümkün değildir.
    Bir diğer husus Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu"nun raporunda da belirtildiği ve bu kısmı sabit olduğu üzere, maktulün kafatasında çökme kırığı veya başka kırık tarzı bir oluşumun olmamasıdır. Doğrudan ... neticesini doğuracak çökme kırığı tarzında bir kırık olmaması da suçun TCK"nin 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme kapsamında değerlendirilemeyeceğinin bir göstergesidir. Kaldı ki böyle bir kırık olsa bile TCK"nin 81. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira sanığın dış dünyaya yansıyan davranışları öldürme kastıyla hareket edilmediğini göstermektedir.
    Öncelikle bu olayın kasten öldürme olamayacağı kabul noktasından hareketle, diğer bir husus Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu"nun çelişkili raporlarının hükme esas almaya elverişli olup olmadığıdır. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu"nun 20/06/2016 ve 07/12/2016 tarihli raporları söz konusudur. Bu raporlardan ilkinde; darbenin şiddeti ile ilgili bir değerlendirme yapılmış ve kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu belirtilmiştir. İkinci raporun sonuç kısmının 1. paragrafında; kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu belirtildikten ve TCK"nin 86 ve 87. maddeleri kapsamında bir değerlendirme yapıldıktan sonra, 4. paragrafta kişinin kafa ve boyun bölgesindeki travmatik değişimlerin doğrudan ölüme neden olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nin 86-87. maddesi kapsamında değerlendirme yapılmadığı denilmek suretiyle aynı raporda çelişkiye düşülmüştür. İkinci raporun bu kısım yönünden birinci raporlada çeliştiği açıktır. Sanığın eyleminin TCK"nin 81. maddesi kapsamına girmediği kabul edildiğinde bu raporlar hüküm vermeye elverişli değildir. Zira TCK"nin 86/1 ve 86/3. maddesine girmeyen hallerde TCK"nin 87/4. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Raporun TCK"nin 86/2. maddesi kapsamında olması halinde TCK"nin 85. maddesinin uygulanması söz konusu olacaktır. Darbenin şiddeti ile ilgili Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınması gerekmektedir.
    Yukarıda anlatıldığı üzere, sanığın TCK"nin 81. maddesi kapsamında cezalandırılamayacağını ve bu durumda raporlardaki çelişkinin giderilerek bir karar verilmesi gerektiğini düşündüğümüzden, sayın Dairemizin çoğunluğunun suçun TCK"nin 81. maddesi kapsamında kaldığına dair düşüncesine katılmıyoruz.

    ... ...
    Muhalif Üye Muhalif Üye


    10/03/2020 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ......"ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ..., katılanlar ..., ..., ...... ......, ... müdafii Avukatlar...ve ..."ün yokluklarında 12/03/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi