4. Hukuk Dairesi 2020/2158 E. , 2020/2237 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVA : Mahkemenin .../... esas sayılı dosyası
Davacı ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ... tarafından, asıl ve birleşen davada davalılar ... ve ... aleyhine 12/11/1999 ve 02/11/2000 günlerinde verilen dilekçeler ile araç hasarı nedeniyle tazminat ve 2330 sayılı Kanun"a dayalı rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davada verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına ve birleşen davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine dair verilen 09/09/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve adli yardım istemli olarak dahili davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosyanın geri çevirme kararı üzerine gönderildiği görüldü. Dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dairemizin 02/05/2019 tarihli ve 2019/296 esas, 2019/2578 karar sayılı ilamı ile; inceleme tarihi itibariyle reşit oldukları anlaşılan dahili davalılardan ..., ..., ... tarafından asaleten, ... adına velayeten ... tarafından Avukat ...’e verilmiş vekaletname varsa dosya arasına alınması, aksi halde gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin adı geçen dahili davalılara tebliğ edilmesi için dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir. Ancak geri çevirme kararımızın gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; geri çevirme kararımız üzerine mahkemece gönderilen muhtıraya karşın adı geçen avukat tarafından dosyaya vekaletname sunulmaması üzerine, mahkemece dahili davalılar ..., ... ve ...’ın “... Mah. ... Bulvarı No: .../... ... – ...” şeklindeki müşterek adreslerine ayrı ayrı gönderilen tebligatların isim ve imzadan imtina eden kim olduğu belirsiz kişinin beyanı üzerine iade edildiği, bunun üzerine mahkemece sadece davacının temyiz dilekçesinin anılan muhatapların aynı adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tebliğe gönderildiği, tebligat mazbatasının incelenmesinde kim olduğu anlaşılamayan görevlinin beyanı üzerine tebligatların muhtara bırakıldığı, ancak bu tebligatların usulüne uygun olmadığı, ayrıca ... velayeten annesi ...’e gönderilen bir tebligatın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca dahili davalılar ..., ..., ..., ... ve annesi ...’in adres kayıt sistemindeki adreslerinin “... Mah. ... Sokak No: .../... ...-...” şeklinde olduğu anlaşılmaktadır.
Tebligatların nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda düzenlenmiştir. 7201 sayılı Kanunun 10. maddesinin 1. ve 2. fıkraları; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir tebligat buraya yapılır." hükümlerini içermektedir. Aynı Kanunun "Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina başlıklı 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21. maddenin 1. fıkrasında muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması (işe gitme gibi) halinde tebligat usulü, 2. fıkrasında ise mernis adresine tebligat usulü düzenlenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen adrese çıkartılması, bu adreste yapılamayarak iade edilmesi halinde ise (adresten ayrılma gibi) mernis adresine çıkartılması gerekmektedir. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bilinen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi ve başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bilinen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre çıkarılacaktır. Hem kanun metninde hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21. maddenin 2. fıkrasına göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 2. fıkraya göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adrese kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için, öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak Tebligat Kanunu’nun 21. maddenin 1. fıkrasında ve Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesinde muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir.
Şu halde; mahkemece dahili davalılar ..., ..., ...’ın savunma haklarının sınırlanmaması için hem gerekçeli kararın hem de davacının temyiz dilekçesinin tebliğinin sağlanması için “... Mah. ... Sokak No: .../... ...-...” şeklindeki adres kayıt sistemindeki adreslerine öncelikle normal tebligat çıkarılması, bu tebligatın iade edilmesi halinde ise mernis şerhi verilerek Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi uyarınca tebligat yapılması, ayrıca ... adına velayeten ...’e aynı yönde usulüne uygun şekilde usulüne uygun bir tebligatın yapılarak, usul ekonomisi de gözetilerek yeniden geri çevirme yapılmasına neden olunmayacak ve yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmeksizin titizlikle eksikliklerin giderilmesi için dosyanın ikinci kez geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle ve bildirilen şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlanıp temyiz süresi beklendikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 22/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.