Esas No: 2020/8363
Karar No: 2022/3805
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/8363 Esas 2022/3805 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/8363 E. , 2022/3805 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 19.06.2019 tarih ve 2018/940 E. - 2019/689 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.09.2020 tarih ve 2019/1840 E. - 2020/582 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun'un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1986 yılından itibaren kırtasiye sektöründe faaliyet gösterdiğini, “MİKRO” esas ibareli markalarının bulunduğunu, ayrıca yine “MİKRO” ibaresini WIPO nezdinde tescil ettirdiğini, davaya konu 2003/27513 başvuru numaralı "mikrogold" ibareli markanın okunduğu şekliyle, şekil unsuru ihtiva etmeksizin "mikro" ve "gold" ibareleri font olarak eşit olacak şekilde ve gri hakim tonuyla tescil edildiğini, davalının "mikrogold" ibareli markayı tescil edildiği gibi kullanmadığını, "gold" ibaresini görünmeyecek kadar silik şekilde yazılarak, sadece "mikro" ibaresi ön planda olacak şekilde kullandığını, dava konusu marka ile müvekkiline ait markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu ileri sürerek davalı adına TPMK nezdinde tescilli "mikrogold" ibareli markanın hükümsüz kılınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin markasını tescilin kendisine verdiği hak kapsamında ve tescil edildiği hali ile kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre dava konusu markanın ilk hak sahibi şirketin Türk Patent Enstitüsü nezdinde 07/05/2002 tarihinde 2002/10693 sayı ile "microplus" ibareli marka için başvuru yaptığı, enstitüce ilk inceleme sonucu ilana çıkarmaya karar verildiği, ilan aşamasındayken davacı firmanın "micro" ibareli markasını dayanak göstererek itiraz ettiği, itiraz incelemesi devam ederken önceki marka sahibi şirketin bu kez 14/10/2003 tarihinde davalının devir aldığı 2003/27513 sayılı "microgold" markasının başvurusunu yaptığını, davacının, önceki firmanın markalarını takip ettiği, itiraz değerlendirme aşamasındayken yani davacı yan halen TPMK nezdinde işlemlerine devam ederken "microgold" markasına başvuru yapıldığı dikkate alındığında; davacının, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği, davada hak düşürücü sürenin geçtiği, davalının marka tescilinde kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği ve sessiz kalma nedeniyle hak kaybının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davaya konu mikrogold markasının tescilinin davalının işletmeyi devraldığı kişi tarafından 14/10/2003 tarihinde tescil edildiği ve bu tarih itibariyle davacının iltibas yapıldığını beyan ettiği markaların tanınmış olduğunu ispatlayamadığı, dava dilekçesinde ve delil listesinde markalarının tanınmışlığına delil olarak 2016 ve 2017 yıllarına ait faturaları ibraz ettiği, duruşmalardaki beyanında da davacı firmanın tanınmışlığına ilişkin tüm delillerinin 2016 ve 2017 yıllarındaki kayıtlardan ibaret olduğunu belirtmesi karşısında davacının 2003 yılı itibariyle tanınmışlığını ispatlayamadığı, davalının kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığı, 6769 sayılı SMK'nın 25. maddesinin 6. fıkrası kapsamında davada davalı markanın tescilinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.