8. Hukuk Dairesi 2011/4790 E. , 2012/4311 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Alacak
... ile ... aralarındaki alacak davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.11.2008 gün ve 154/272 saylı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili; taraflar arasında evlilik devam ederken, vekil edeninin davalı eşiyle anlaşarak davalı adına tapuda kayıtlı bulunan 91 ada 23 parsel sayılı arsa üzerine 3 katlı ve 3 daireli bir bina yaptırdığını, tüm masrafları vekil edeninin karşıladığını, anlaşmaya göre 2 daire verilmesi gerekirken boşanma davası açıldığını, mevcut 2 dairenin davacıya ait olduğuna karar verilmesini, aksi düşüncede evlilik devam ederken yapılan ve edinilmiş mallara dahil olan bu taşınmazdaki katkısından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5500 TL"nin ve ayrıca, davalı adına kayıtlı bulunan 56 ada 14 parseldeki taşınmaza vekil edeninin yaptığı tadilat masrafları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4500 TL masrafın davalıdan alınarak vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; vekil edeninin babasından aldığı arsa üzerine yaptırdığı 3 dairenin yapımında ve diğer taşınmazda davacının hiçbir katkısının bulunmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın, evlilik birliği içinde edinilen mala katkı payına ilişkin dava olduğu, bu tür davaların boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılması gerektiği, daha önce açılan boşanma davasının reddedilmiş olması nedeniyle taraflar evli bulunduğundan böyle bir davanın görülemeyeceği ve ayrıca davacı tarafından açılan davanın inşaat ve eser sözleşmesine dayalı dava olarak kabul edilmesi halinde ise davacının bu yöndeki iddiasını da ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 25.08.1986 tarihinde evlenmiş, 15.10.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 21.10.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.).
Dava konusu 91 ada 23 parsel sayılı taşınmaz 21.03.1990 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına arsa niteliğinde tapuya tescil edilmiştir. Bu taşınmaz üzerine, tanık beyanlarına ve yapı kullanma izin belgesine göre; tarafların evlilikleri devam ederken bina yapılmaya başlandığı ve 07.01.1994 tarihinde Yapı Ruhsatı İzin Belgesi alınarak 3 katlı ve daireli binanın tamamlandığı anlaşılmaktadır. Yine, dava konusu 56 ada 14 parsel de, 10.04.1990 yılında satın alma yoluyla davalı adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Edinme tarihleri dikkate alınarak davacının isteğinin mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönem olan 01.01.2002 tarihine kadar katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasına ekli bulunan, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 31.03.2009 tarih 2008/284 Esas ve 2009/42 Karar sayılı dosya incelendiğinde; davacı ..."ın, davalı eşi Berra Baylan aleyhine 15.10.2004 tarihinde açtığı boşanma davasının yapılan yargılamaları sonunda, tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına karar verildiği ve boşanma kararının temyiz edilmeden 21.10 2009 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; yukarıda açıklanan gerekçelerle dava reddedilmiş ise de, ulaşılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
Şöyle ki; dava; 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar nedeni ile istenilen katkı payı alacağına ve TMK.nun 227. maddesi hükmü uyarınca, değer artış payı alacağına ilişkindir.
Bu davaların çözümü 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi gereğince Aile Mahkemesine aittir. Anılan yasa maddesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK. md. 118 – 395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır.
Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve taraf delilleri toplanarak uyuşmazlık hakkında bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus düşünülmeden davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenle davacının temyiz itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre şimdilik diğer hususların incelenmesine yer olmadığına ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 15.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.