
Esas No: 2012/3469
Karar No: 2012/4310
Karar Tarihi: 15.05.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/3469 Esas 2012/4310 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine ve Ballıköy Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İkizdere Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 13.04.2010 gün ve 6/58 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, miras yoluyla intikal, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayanarak 116 ada 1 parsel ve 118 ada 1 parsel kapsamında kalan taşınmaz bölümlerine ilişkin mera-yaylak olarak yapılan sınırlandırılmalarının iptaliyle muris Yahya Altun mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine ve Ballıköy Köyü Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmadıkları gibi, davaya herhangi bir cevap da vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi Selahattin Atagün tarafından düzenlenen krokide 116 ada 1 parsel kapsamında kalan ve krokide A harfiyle gösterilen 49230,54 m2 ve 118 ada 1 parsel kapsamında kalıp krokide B harfiyle gösterilen 34872,66 m2 taşınmaz bölümlerinin muris Yahya Altun mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm; davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; dava konusu 116 ada 1 ve 118 ada 1 nolu parsellerin, sırasıyla 3056392,01 m2 ve 78869481,81 m2 yüzölçümüyle 4342 sayılı Kanunun 5/a maddesi uyarınca Rize İl Mera Komisyonu tarafından 15.04.2004 tarihinde ilan edilip kesinleşen çalışmalar sonunda, özel siciline 14.07.2006 tarihinde tescil edilen "Yaylak" niteliğinde oldukları ve daha sonra yapılan arazi kadastro çalışmalarında ölçülü tespit ve tahdit sınırları aynen alınmak suretiyle ve kadastro tespit tutanağı tutulmadan paftalarına aynen işlendikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, uyuşmazlık dava konusu taşınmazların mera ve yaylak niteliğinde olup olmadığına ilişkin olup; taraf tanıklarının komşu köyler halkı arasından seçilerek dinlenilmesi, hava fotoğraflarından yararlanılması, komşu parsellere ait kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı suretleri ile varsa tutanak ve dayanak tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek mahallinde uygulanması gerekir.
Bu bakımdan, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının mera komisyonu çalışmalarından önceki yıllara ait ve en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için mera komisyon çalışmalarının yapıldığı 2001 yılına göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1971–1981 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği uzman öğretim üyelerinin yayınlarındaki görüşleri olup, bu görüş Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla da benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi olanaklıdır.
Hal böyle olunca; mahkemece, yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle mera komisyon çalışmalarının yapıldığı 2001 yılına göre 20-30 yıl öncesine ait (1971– 1981 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, dava konusu taşınmazlara komşu olan tapulama parsellerine ait tapulama tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları, mera-yaylak niteliği gözönünde tutularak taşınmazın sınırları içinde bulunduğu köye ait tahsisli ve kadim mera-yaylak kayıtları ile haritalarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflarının keşifte uygulanması, taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ya da hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık rapor alınması, tescili istenen taşınmaz bölümlerinin her iki hava fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi, bundan ayrı kadim ve tahsisli mera-yaylak kayıt ve belgeleri ile haritalar ve komşu parsellere ilişkin tapu ve vergi kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu köyler halkı arasından seçilen yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, dava konusu taşınmazın kadim ve tahsisli mera-yaylak kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, şayet anılan kayıtlar kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, bu taktirde kadim mera ve yaylak araştırmasının yapılması, dava konusu taşınmazın kadim meradan ve yaylakdan açılmak suretiyle elde edilen yerlerden olup olmadığının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulması, daha önce götürülmeyen başka uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı birlikte incelenmek suretiyle dava konusu taşınmazların mera ve yaylakdan açılan yerlerden bulunup bulunmadığının saptanması, taşınmazların eğim durumlarının değerlendirmede dikkate alınması, uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık ve komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı rapor istenmesi, 1971 ila 1981 tarihleri arasında çekilmiş hava fotoğrafları yok ise, ilgili kurumdan bunun gerekçesinin gösterilmesinin istenilmesi, taşınmazların niteliğinin kesin bir biçimde belirlenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.