8. Hukuk Dairesi 2012/4111 E. , 2012/4308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Kahramanmaraş Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.05.2011 gün ve 132/394 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan mevki ve sınırlarını bildirdiği 5500 m2 taşınmazın satın alma yoluyla yirmi yılı aşkın süredir vekil edeninin zilyetliğinde olduğunu açıklayarak çekişmeli yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili ile Kahramanmaraş Belediye Başkanlığı vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, teknik bilirkişi Mustafa Dal tarafından düzenlenen 19.04.2010 tarihli raporunda (A) harfiyle gösterilen 3108,54 m2 yüzölçüme sahip yerin davacı adına tapuya tesciline, (B) harfli kısım davacının murisi İbrahim Atıcı adına kayıtlı bulunan 313 parsel içinde kaldığından bu yerle ilgili davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün kabule ilişkin bölümü davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini belirlemekten uzak olduğu gibi hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; Kadastro Müdürlüğünün mahkemeye hitaben yazdığı karşılık yazısında; dava konusu taşınmazın, 17.06.1961 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmalarında hangi nedenle tespit dışı bırakıldığının bilinemediğini bildirmiştir. Dava konusu taşınmazın niteliği, öncesi itibariyle zilyetlikle kazanmaya elverişli yerlerden bulunup bulunmadığı hususunda duraksama hasıl olmuştur.
Bu bakımdan, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro çalışmalarından sonra ve dava tarihinden önceki yıllara ait ve en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için 19.03.2009 dava tarihine göre, 20 – 30 yıl öncesine ait (1979–1989 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği uzman öğretim üyelerinin yayınlarındaki görüşleri olup, bu görüş Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla da benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi olanaklıdır.
Mahkemece, yapılacak iş; öncelikle, teknik bilirkişinin ölçekli krokisi Kadastro Müdürlüğüne gönderilerek, dava konusu taşınmazın hangi sebeple tespit dışı bırakıldığının belirlenmesinin istenmesi, pafta üzerinde teknik bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak tespit dışı kalma sebebinin belirlenmesi ve belirlenen bu niteliğe göre imar ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının tespiti gerekir. Daha sonra; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle 19.03.2009 dava tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1979– 1989 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosya arasına konulması, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla hava fotoğraflarının keşifte uygulanması, taşınmazın hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı ya da hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden gerekçeli, denetime açık rapor alınması, tescili istenen taşınmaz bölümünlerinin her iki hava fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi, 1979 ila 1989 yılları arasında çekilmiş hava fotoğrafları yok ise, ilgili kurumdan bunun gerekçesinin gösterilmesinin istenilmesi, taşınmazın niteliğinin kesin bir biçimde belirlenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün kabule ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3. yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.