Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakan babasının 1446 parsel sayılı (yeni 1269 ada 8 parsel) taşınmazdaki 170/27888 payını 06.03.1989 tarihinde ve satış suretiyle davalı gelinine intifa hakkını kendisinden almak kaydıyla temlik ettiğini, ancak yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ve miras payı oranında tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuştur.
Davalı, çekişme konusu taşınmazı 35 yıl önce eşi ile birlikte satın aldıklarını, ancak ataerkil aile yapısı nedeniyle aynı çatı altında yaşayan aile büyüğü olan miras bırakan adına tescil edildiğini, bilahare taşınmaz üzerine bina yaptıklarını, murisin tüm bakım ve gereksinimlerini eşiyle birlikte sağladıklarını, miras bırakanın minnet ve vefa duygusuyla 1989 yılında taşınmazın çıplak mülkiyetini devrettiğini, yani malı esas sahibine iade ettiğini, mirastan mal kaçırma ve muvazaa iddialarının doğru olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının açmış olduğu tapu iptali ve tescil talebinin ispat edilememesi nedeniyle reddine, davacının açmış olduğu tenkis talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.07.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat M.K.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
Mahkemece, tenkis isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakanın maliki olduğu 1446 sayılı parseldeki payının çıplak mülkiyetini 06.03.1989 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, bilahare imar uygulaması ile anılan payın 1269 ada 8 parsel olarak davalı adına kayıtlı bulunduğu; davacının miras bırakanın yapmış olduğu temlikin muvazaalı ve mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğuna dair iddiasının, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucu kanıtlanamadığı saptanmak ve bu olgu benimsenmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteği bakımından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davacının temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Ancak, yapılan temlik işlemi satış şeklinde gerçekleştirilmiş olup, bu işlemin de muvazaalı olmadığı benimsendiğine göre, böylesine bir işlemin tenkise tabi olmayacağı halde, mahkemece tenkis hükümleri uygulanmak suretiyle bu istek bakımından davanın kabul edilmiş olması doğru değil ise de, kararı temyiz edenin sıfatına göre anılan husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Diğer taraftan; harca esas dava değerinin, çekişmeli taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen belirlenecek değeri olacağı açıktır. Oysa mahkemece, dava değerinin tespitinde; dava tarihi değil, miras bırakanın ölüm tarihi esas alınmış ve buna göre de bir miktar harç yatırtılmıştır. O halde, başlangıçta alınan harç ile sonradan ikmal edilen harcın tekabül ettiği değer gözetilerek davalı lehine avukatlık ücreti takdir ve tayin edilmesi gerekirken belirlenen değerin tümü üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.