14. Hukuk Dairesi 2013/12610 E. , 2014/1562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Simav Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2013
NUMARASI : 2007/247-2013/112
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.08.2007 gününde verilen dilekçe ile davalı Ö. Köyü aleyhine 16.08.2007 gününde verilen dilekçe ile suya vaki elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne birleştirilen davaların reddine dair verilen 04.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R
Asıl davada davacı Akdağ Belediye Başkanlığı, dava konusu Ş. ve K.d.d.olarak bilinen mevkide bulunan su kaynaklarına davalı Ö.Köyünün orman alanına da zarar vererek suyu boru içine almak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek davalı köyün müdahelesinin önlenmesini istemiştir.
Birleştirilen 2008/123 Esas sayılı davada; davacı Ö.Köyü, dava konusu M.mevkindeki 3 adet su kaynağına davalı Akdağ Belediye Başkanlığı"nın kepçe ile kazarak ve suyu boru içine almak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek davalı belediyenin elatmasının önlenmesini istemiştir.
Birleştirilen 2010/217 Esas sayılı davada ise davacı Ö. Köyü, dava konusu K. ve Ş.mevkindeki 4 adet su kaynağını köylerine içme suyu getirmek için boru hattı döşediklerini davalı Akdağ Belediye Başkanlığı"nın döşedikleri su borularını sökerek ve suyu depolarına götürmek suretiyle müdahelede bulunduğunu belirterek davalı belediyenin suya elatmasının önlenmesini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı-davacı Ö. Köyü vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 756. maddesine göre; Kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyeti ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yer altı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
Uygulamada kaynak; “yer altı suyunun üst düzeyinin yer yüzeyini kestiği yer” olarak tanımlanmaktadır. Yer altı suyu doğal yoldan yeryüzüne çıkmamış, drenaj vs. yollarla çıkarılmış ise, kaynak olarak değil, drenaj veya kuyu vs. isimlerle anılır. Bu şekilde insan eliyle çıkarılan sular, yer altı suyu olarak kabul edilir.
Yeraltı suları, kamu yararına ait sulardandır. Arza malik olmak, onun altındaki yeraltı sularına da malik olmak sonucunu doğurmaz (TMK.md.756/3).
Arazisinde faydalı ihtiyaçları için yeter miktarda su bulunmayan veya bu suyu elde etmesi fahiş masrafı icabettiren bir kimsenin, komşu arazideki yeraltı suyundan istifade şartları 20 nci maddede sözü geçen tüzükte belirtilir (167 Sayılı Yer Altı Suları Kanunu 1-6. madde).
Somut olayda; dosya içerisindeki 28.09.2011 tarihli ziraat bilirkişi raporunda davacı Akdağ Belediyesinin maslağından akan su miktarının 345.600Lt/gün, dava tarihi olan 2007 tarihi itibariyle insan ihtiyacının 348.300lt/gün, toplam su ihtiyacının ise 445.600lt/gün olduğu, keşif tarihi olan 2011 yılında ise insan ihtiyacının 326.100lt/gün, toplam su ihtiyacının ise 432.810lt/gün olduğu ve 2007 yılında insan ihtiyacı için suyun yetmediği ancak 2011 yılında insan ihtiyacından 19500lt/gün fazla su olduğu tespit edilmiştir. Davalı Ö.Köyü vekili tarafından bilirkişi raporuna davacı Akdağ Belediyesinin nüfusu belirlenirken toplam 3 mahallenin nüfusunun dikkate alındığını ancak yararlandıkları su kaynakları tespit edilirken sadece Savcılar Mahallesinin su kaynakları dikkate alınarak ihtiyacın tespit edildiği belirtilerek itiraz edilmiştir. Nitekim dosya içerisindeki Akdağ Belediyesi Fen işleri Müdürlüğünün 19.06.2012 tarihli yazısında da Savcılar Mahallesinin su kaynaklarının, G.B. K. G., K.Ç.A., B. Ö., K. Ç.M. Ü. H.Y. su kaynakları; Kınık Mahallesinin ise su kaynaklarının B., Ç. D. A.Ç. su olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece suların az olduğu dönemde fen, jeoloji ve ziraat bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak davacı A. belediyesinin S. K. ve C. Mahallesinin tüm su kaynakları dikkate alınarak suya olan ihtiyaçları tespit edilmeli, davalı Ö.Köyü"nün de suya olan ihtiyacı saptanmalı, tarafların kadim ve öncelik hakları olup olmadığı da değerlendirilerek gerekirse tarafların sudan yararlanma şekil ve şartları belirlenmek suretiyle ihtilafı çözecek su rejimi oluşturulmalıdır.
Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.