17. Ceza Dairesi Esas No: 2015/17057 Karar No: 2015/4389 Karar Tarihi: 23.06.2015
Hırsızlık - mala zarar verme - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/17057 Esas 2015/4389 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suça sürüklenen çocuk tarafından işlenen hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından dolayı mahkumiyet kararı vermiştir. Mahkeme önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vermiş, ancak denetim süresi içinde ikinci bir suç işlenmesi nedeniyle hüküm açıklanmıştır. Temyiz incelemesi sonucunda, suça sürüklenen çocuk tarafından işlenen suçların nitelendirmesinde hata yapılmadığı belirtilmiştir. Ancak, mahkeme kararında suça sürüklenen çocuk için hükmedilen para cezasının hapse çevrilmeyeceği düzenlemesi gözetilmemiştir. Ayrıca, avukatlık ücretinin suça sürüklenen çocuktan tahsili ve hazineye irat kaydedilmesine karar verilmesi de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle, hükmün çıkartılmış bölümleri düzenlenerek onanmıştır. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı CMK'nın 231/6-son cümlesi, 5275 sayılı Yasanın 106/4 maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi belirtilmiştir.
17. Ceza Dairesi 2015/17057 E. , 2015/4389 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemenin 22.08.2007 tarihinde işlenen suç için 16.06.2011 tarihinde 5271 sayılı CMK"nın 231/6-son cümlesi hükmü uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği ve bu kararın 11.07.2011 tarihinde kesinleştiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşmesinden itibaren ve denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve 13.07.2012 tarihinde kesinleşen mahkumiyet hükmü nedeniyle 07.11.2012 tarihinde hükmün açıklandığı; böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 11.07.2011 ila deneme süresi içinde ikinci suçu işlediği 04.02.2012 tarihleri arasında dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye, uyulan bozmaya ve hâkimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Suça sürüklenen çocuk için kurulan hükümlerde, 18 yaşından küçük olan sanık hakkında hükmedilen para cezasının ödenmemesi halinde, hapse çevrilmeyeceği gözetilmeyerek 5275 sayılı Yasanın 106/4 maddesine aykırı davranılması, 2-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenleme gözetilerek, mahkemece 5271 sayılı Yasası’nın 150/2. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocukların savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafie ödenen avukatlık ücretinin, suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine ve müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuktan tahsili ile hazineye irat kaydına” ilişkin bölümler çıkartılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.