8. Hukuk Dairesi 2012/2429 E. , 2012/4294 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve tazminat
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı ve tazminat davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.09.2011 gün ve 271/730 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.05.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı bizzat ve vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde tarafların ortak tasarrufları ile alınan ve davalı adına tescil edilen menkul ve gayrimenkullerin davalı üzerinde kaldığını, bu yüzden uğradığı zarara karşılık olarak 30.000 TL"nin ve ayrıca 5.000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... ... vekili, dava konusu yapılan taşınmazın vekil edeninin çalışarak elde ettiği gelir ve ailesinin desteği ile alındığını, davacının bir katkısı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile evlilik birliği içinde edinilen konuta katkı payı niteliğindeki 30.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının şartları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından kabul edilen katkı payı alacağı yönünden temyiz edilmiştir.
Taraflar 07.11.1991 tarihinde evlenmiş, 17.01.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 17.05.2007 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM. m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açılma tarihine kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK m.202, 225). Dava konusu 51 ada 11 parselde bulunan 5 numaralı mesken 15.12.1993 tarihinde taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak davalı adına tapuda tescil edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklama, dosya kapsamı ve mahkemenin nitelendirmesine göre davacının isteği evlilik birliği içinde edinilen dava konusu meskenin alımına katkıdan kaynaklanan katkı payı alacağı ve TMK.nun 174. maddesinden kaynaklanan manevi tazminat niteliğindedir. Dava Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ve mahkemece bu sıfatla yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuştur. Dava dilekçesindeki talepler gözönünde tutulduğunda iş bu davaya bakma görevinin Aile Mahkemesi olacağı kuşkusuzdur. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlamıştır. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir (Yargıtay HGK.nun 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı). Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Taraflar arasında görülen boşanma davasına da Asliye Hukuk Mahkemesince Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmış ve sonuçlandırılmıştır.
Bu açıklama karşısında; davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden Asliye Hukuk Mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 900 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 445,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 15.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.