Ceza Genel Kurulu 2017/777 E. , 2019/520 K.
"İçtihat Metni"Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Sulh Ceza
Sayısı : 36-275
Hakaret ve cinsel taciz suçlarından sanık ..."in beraatine ilişkin Elazığ (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 19.10.2009 tarihli ve 190-1121 sayılı hükümlerin katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 02.11.2012 tarih ve 12538-10667 sayı ile;
“Mağdurenin aşamalardaki özde değişmeyen istikrarlı beyanları, bağımsız kamu tanığı ... ..."ın anlatımları ile tanıklar ... ve..."in beyanları, sanığın tevilli ikrarı ve tüm dosya kapsamından; sanığın arkadaşlık teklifini kabül etmeyen mağdureyi çarşıda gittiği sırada takip ederek, telefonla arayarak, çalıştığı işyerine gidip patronlarına bu kötü kadını niye çalıştırıyorsun şeklinde sözler sarfederek, en son 13.01.2009 tarihinde de çarşıda minübüsten indiği sırada karşısına çıkarak "sen orospusun, fahişelik yapıyorsun neden benimle olmuyorsun" şeklinde sözler sarfederek birden çok kez hakaret ve cinsel taciz de bulunduğu sabit olduğu halde, atılı suçlardan mahkûmiyeti yerine yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 21.03.2013 tarih ve 36-275 sayı ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın atılı suçlardan beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2015 tarihli ve 241510 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 372-1838 sayı ile; 6763 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 09.05.2017 tarih ve 454-2521 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı hakaret ve cinsel taciz suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca 10.03.2009 tarihli ve 917-340 sayılı iddianame ile sanık ..."in, 13.01.2009 tarihi ve öncesinde katılan mağdure ..."a yönelik hakaret ve cinsel taciz suçlarını işlediği iddiası ile kamu davası açıldığı,
Yerel Mahkemece sanığın sorgusunun 18.06.2009 tarihinde yapıldığı, yargılama sonunda beraatine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
TCK"nın 66. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK"nın 67/2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
TCK"nın 67. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu bilgiler ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanığa atılı, hakaret suçunun yaptırımı TCK"nın 125/1. maddesinde 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak düzenlenmiş, aynı Kanun"un 125/4. maddesinde ise hakaretin alenen işlenmesi hâlinde cezanın altıda bir oranında arttırılacağı belirtilmiştir. Cinsel taciz suçunun yaptırımı ise anılan Kanun"un 105/1. maddesinde 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu durumda TCK"nın 66/1-e. maddesi uyarınca anılan suçların asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıl, 67/4. maddesi göz önüne alındığında ise kesintili dava zamanaşımı süresi on iki yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 13.01.2009 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlerle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 18.06.2009 tarihli sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun incelemesinden önce 18.06.2017 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nın 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Elazığ (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.03.2013 tarihli ve 36-275 sayılı direnme kararına konu beraat hükümlerinin, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.07.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.