Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16764
Karar No: 2020/4267
Karar Tarihi: 01.07.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16764 Esas 2020/4267 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/16764 E.  ,  2020/4267 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31/03/2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/06/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalının ... ili, ... ilçesi, 338 ada 114 parsel sayılı taşınmazda 06.03.2014 tarihinde dava dışı önceki paydaşlar ..."tan 3/56, ..."dan 3/56 ve ..."tan 1/28 olmak üzere toplam 1/7 pay satın aldığını, bu hususta müvekkiline bir bildirim yapılmadığını ve satış bedelini masrafları ile birlikte mahkemenin veznesine yatırmaya hazır olduklarını ileri sürerek, yasal önalım hakkı nedeniyle tapuda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazda fiili taksim bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu 338 ada 114 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı adına kayıtlı olan 1/7 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz.
    Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının ya da önceki malikinin kullandığı ve davalıya pay satan paydaşın kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından mahkemece davanın reddi gerekir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olay incelendiğinde, davacı, önceki paydaşlar ..., ... ve ..."ın davalıya sattığı 1/7 pay için önalım hakkına dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmiştir. Davalı vekili tarafından 09.03.2015 tarihli beyan dilekçesi ile taşınmazın tamamının 5 adet daireden oluştuğu, 3. katta bulunan dairede davacı ..."ın 5 yıldan fazla süredir oturduğu ve bodrum katta bulunan dava konusu olan yerin muris ... mirasçıları olan önceki paydaşlar ..., ... ve ..."a ait olup bu kişilerin müvekkiline bu taşınmazda kiracı olduğu esnada sattıklarını belirterek fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, dava konusu 338 ada 114 parsel sayılı taşınmazın bodrum+zemin+3 normal kattan oluştuğu, 2. Kat 4 No"lu daireyi davanın kullandığı fakat önceki paydaşların binada kullandıkları herhangi bir yer bulunmadığından fiili taksim savunmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mahkemece, 20.07.2015 tarihinde inşaat ve harita mühendisi bilirkişiler ile birlikte keşif yapılmıştır. Keşif sonrası dosya içerisine alınan 13.08.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu taşınmazın bodrum kat+zemin kat+3 normal kat betonarme karkas tarzda inşa edilmiş yapıda bir bina olduğu, bu binanın 2. Kat 4 No"lu dairesinde davacı ..."ın oturduğu, bodrum kat 1 No"lu dairede davalı ..."ün oğlu...in kiracı olarak oturduğu tespit edilmiştir. Duruşmada dinlenilen tanıklar 2. kat 4 No"lu dairede 5 yıldan fazla süredir davacı ..."in oturduğunu ve bodrum kattaki dairede daha önceden davalı ..."in oğlu...in kiracı olarak oturduğunu beyan etmişlerdir.

    Davalının paydaşlardan daha önceden ve satın aldığı esnada kiracı olarak oturduğu dava konusu bağımsız bölümü satın aldığı beyanına karşılık davacı tarafça aksinin ispatlanamadığı ve davacı tarafça davalı tarafından diğer paydaşlara kira bedeli ödendiğine ilişkin iddia ileri sürülmüş bu iddianın da belgelerle ispat edilemediği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre fiili taksim olgusunun gerçekleştiği aksinin ispat edilemediği anlaşıldığına göre davanın fiili taksim nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi