10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4340 Karar No: 2016/8053 Karar Tarihi: 12.05.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/4340 Esas 2016/8053 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/4340 E. , 2016/8053 K. "İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, bildirilmeyen hizmetlerin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 7’nci maddesinde; bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık sürelerinin tabi olduğu kanun hükümlerine göre değerlendirileceği yönündeki hükmün öngörülmüş olması ve genel olarak kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79’uncu maddesidir. 506 sayılı Kanunu 79"uncu maddesi kapsamında açılan hizmet tespiti davasının, tespiti istenen 01.10.1983 – 30.10.1983 tarihlerinden önce davacının başkaca sigortalılığı bulunmadığından doğal olarak anılan Kanunun 108"inci maddesi kapsamında sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemini de içerdiğinin kabulü gerekir. Bu kapsamda davacının 01.10.1983 tarihinde işe girdiğine ilişkin 30.11.1983 tarihinde davalı Kurum kayıtlarına intikal eden işe giriş bildirgesine istinaden sigorta başlangıç tarihinin ve buna bağlı olarak 18.04.2011 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğini tespiti istemlerini içeren bir dava olarak ele alınarak; yapılacak yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 12.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.