Hukuk Genel Kurulu 2017/1744 E. , 2021/821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
1. Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek dosyadaki bilgi ve belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
4. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün temlik alınması nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
5. Mahkemece, davacı tarafından temlike konu bağımsız bölümün kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı yüklenicilere bırakılan bağımsız bölüm olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece bozulmuştur.
6. Mahkemece önceki kararında direnilmiş olup direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin eldeki davada, davacı ile yüklenici şirketin ortağı ve temsilcisi davalı ... arasında akdedilen 30.11.2005 tarihli satış sözleşmesinin davalı arsa maliki ..."ye karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre mahkemece; yargılama aşamasında davacının yüklenici ile imzaladığı 13.11.2012 tarihli ve arsa sahibi ile imzaladığı 04.12.2012 tarihli protokoller gereğince yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin araştırılması ve yapılan araştırma neticesine göre davacının ödemesi gereken bedel ile 04.12.2012 tarihli protokoldeki 60.000TL"nin davacıya depo ettirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
8. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce; direnme kararının tebliğine ilişkin davalı ... İnş. Müt. Tic. ve San. Ltd. Şti."ye yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
9. Dosya içeriğinden, mahkemece davalı ... İnş. Müt. Tic. ve San. Ltd. Şti. adına usulüne uygun tebligat yapılabilmesi amacıyla Ticaret Sicil Memurluğuna müzekkere yazıldığı, ... Ticaret Sicil Memurluğunun 04.02.2011 havale tarihli cevabi yazısında anılan şirketin tescil adresinin "Özel İdare İşhanı Kat:1 No: 7 31500 .../..." olarak bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece "Özel İdare İşhanı Kat:1 No: 7 31500 .../..." adresine çıkarılan tebligatın, muhattap ... İnşaat Şirketinin adresi yetersiz olup, muhatap şirket ismen tanınmadığından tebliğ imkânsızlığı nedeniyle iade edildiği, bunun üzerine mahkemece şirket adına yapılacak tebligatın şirket yetkilileri ve ortakları ... ve ..."in ikametgâh adresi olan "... mah. ... Cad. No:33 .../..." adresine çıkarıldığı, yargılama aşamasında diğer tebligatlar ile direnme kararı ve davacı vekilinin temyiz dilekçesine ilişkin tebligatın da bu adrese çıkarıldığı, direnme kararının aynı konutta/işyerinde birlikte oturan/çalışan şirket yetkilisi ..."in kızı ..."a tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
10. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi;
“Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir” şeklindedir.
11. Bununla birlikte Tebligat Kanunu’nun “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlıklı 12. maddesinde, “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir” hükmüne; “Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesinde ise, “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır” hükmüne yer verilmiştir.
12. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Tüzel kişilere ve ticari işletmelere tebligat” başlıklı 20. maddesi;
"(1) Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır.
(2) Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir.
(3) Gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlemde yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğ geçerlidir” şeklinde;
“Tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 21. maddesi ise; “(1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
(2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir.
(3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır” şeklinde düzenlenmiştir.
13. Diğer taraftan, Tebligat Kanunu’nun “Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti” başlıklı 35. maddesinde;
“Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
(Ek:6/6/1985-3220/12 md.; Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır…” hükümleri yer almaktadır.
14. Belirtmek gerekir ki, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrası tüzel kişi muhatap ile ilgili olup, daha önce tebligat yapılmamış olsa bile tüzel kişinin yeni adresini kayıtlı olduğu sicile bildirmemesi hâlinde sicilde yazılı olan adresine aynı Kanun"un 35. maddesinin 2 ve 3. fıkralarına göre tebligat yapılabileceği belirtilmiştir.
15. 6099 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde yapılan değişikliğin gerekçesinde; “…maddenin dördüncü fıkrası tüzel kişiler bakımından özel ve açık bir düzenleme getirmektedir. Tüzel kişilerin adreslerinin, bir sicil veya resmî kayıtta belirli olması sebebiyle meçhul olması düşünülemez. Bu çerçevede daha önce kendilerine tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adreslerinin esas alınacağı ve bu madde hükümlerinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir…” açıklamasına yer verilmiştir.
16. Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin “Değiştirilen adresin bildirilmesi zorunluluğu ve yapılacak işlemler” başlıklı 57. maddesi ise;
“(1) Muhataba veya adresinde bu Yönetmeliğin gösterdiği usullere göre onun yerine tebellüğ edebilecek birine tebligat yapılmasından veya 31 inci madde gereğince işlem yapılmasından sonra muhatap bu adresini değiştirirse, yeni adresini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmek zorundadır. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler, bildirilen yeni adrese yapılır.
(2) Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(3) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
(4) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır…” hükümlerini içermektedir.
17. Bu itibarla, Tebligat Kanunu’nun 10, 12, 13 ve 35. maddeleri ile Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20, 21 ve 57. maddesi hükümleri dikkate alındığında, mahkemece davalı ... İnş. Müt. Tic. ve San. Ltd. Şti. adına olan tebligatların yetkilisinin ikametgâh adresi olan "... mah. ... Cad. No:33 .../..." adresine tebliğe çıkarılması usule uygun olmadığı gibi, şirket adına yetkili ..."in kızına tebliğ edilerek yapılan tebligatın da usulüne uygun olarak yapılmadığı sonucuna varılmıştır.
18. O hâlde, mahkemece anılan şirketin adresi ticaret sicil müdürlüğünden yeniden sorulmalı, bildirilecek adresin daha önce tebligat yapılan adresten farklı olup olmadığı denetlenmeli, direnme kararı ve davacıya ait temyiz dilekçesi Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri uyarınca davalı şirketin bildirilen adresine tebliğ edilmeli, yasal süresi içinde temyiz dilekçesi sunulması hâlinde bu dilekçe de davacı tarafa tebliğ edilmeli ve temyize cevap süresi beklenilmeli ve müteakip işlemler buna göre tamamlanmalıdır.
19. Bu nedenle eksiklikler giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.