Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2018/252
Karar No: 2021/820
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/252 Esas 2021/820 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2018/252 E.  ,  2021/820 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Sıfatıyla)


    1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesince (İş Mahkemesi Sıfatıyla) verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 1990-2008 yılları arasında çalıştığını, emekli olması nedeniyle işyerinden ayrıldığını ileri sürerek kıdem tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 1990 yılında geçici işçi olarak işe alındığını, her yıl iş durumuna göre iş sözleşmesinin yenilendiğini, en son 27.03.2008 tarihli iş sözleşmesi ile işe alındığını ve bu sözleşmenin bitim tarihi olan 25.07.2008 tarihinde iş sözleşmesinin sona erdiğini, 27.03.2008 tarihli iş sözleşmesine göre 25.09.2008 tarihinde yeniden işe başlamasının kararlaştırılmasına rağmen davacının işe gelmediğini, bahsi geçen tarihte davacı işçinin emeklilik için gereken şartları taşımadığını, müvekkili şirketin mevsimsel faaliyetleri nedeni ile kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğini, davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararı:
    6. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 17.01.2012 tarihli ve 2011/86 E., 2012/14 K. sayılı kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde 01.09.1990-25.07.2008 tarihleri arasında çalıştığı, emekli olması nedeniyle işyerinden ayrıldığı, dosya arasında bulunan bilirkişi raporuna itibar edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 23.10.2013 tarihli ve 2013/10283 E., 2013/17206 K. sayılı kararı ile; “…Davacı dava dilekçesinde emekli olması nedeni ile kıdem tazminatı talep etmiş ise de Hizmet cetvelinin tetkikinden davacının, 25.07.2008 tarihinde davalı iş yerinden ayrıldıktan sonra 15.08.2009 tarihinde 10493385 sigorta nolu başka bir işyerine girdiği işe girdiği ve 20.10.2008 tarihine kadar bu iş yerinden çalışmalarını bildirildiği, 01.12.2008-28.02.2009 tarihleri arasında Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalısı olarak prim ödediği Sosyal Güvenlik Kurumuna 16.02.2009 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, 01.03.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Davacı İş akdinin kendisi tarafından emeklilik nedeniyle feshedildiğini ileri sürdüğünden dosyadaki resmi kayıtlardan da davalı işyerinden emeklilik nedeniyle ayrılmadığı anlaşılmakla kıdem tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulüne verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Türkoğlu Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 25.09.2014 tarihli ve 2014/415 E., 2014/655 K. sayılı kararı ile; bozma kararı öncesinde dosya arasına alınan bilirkişi raporunda davacının 01.09.1990-25.07.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının ve 5.750,05TL kıdem tazminatı alacağının bulunduğunun belirtildiği, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 138. maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1. ve 4. maddelerinde yer alan hükümlerin emredici olduğu, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 25.01.2013 tarihli ve 2012/10954 E., 2013/909 K.; 12.02.2013 tarihli ve 2012/3673 E., 2013/2597 K. sayılı kararları ile 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendi birlikte değerlendirildiğinde davacının kıdem tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle feshedilip feshedilmediği, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihte emeklilik şartlarını taşıyıp taşımadığı; buradan varılacak sonuca göre davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    12. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun/İş Kanunu) “Yürürlükten kaldırılan hükümler” başlıklı 120. maddesi; “25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    13. Görüldüğü üzere, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi ile 1475 sayılı İş Kanunu yürürlükten kaldırılmış, bunun tek istinasını 1475 sayılı Kanun’un kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesinin yürürlükte bırakılması oluşturmuştur.
    14. 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendine göre iş sözleşmesinin işçi tarafından “Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla” feshedilmesi kıdem tazminatı hakkının doğumuna yol açar. 1475 sayılı Kanun’un bu fıkrasına 02.07.2018 tarihli ve 700 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 60. maddesiyle, “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle” ibaresi eklenmiştir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de; “İşçinin birinci bendin 4 üncü fıkrası hükmünden faydalanabilmesi için aylık veya toptan ödemeye hak kazanmış bulunduğunu ve kendisine aylık bağlanması veya toptan ödeme yapılması için yaşlılık sigortası bakımından bağlı bulunduğu kuruma veya sandığa müracaat etmiş olduğunu belgelemesi şarttır”.

    15. Öte yandan 4447 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin 1. fıkrasına 25.08.1999 tarihinde eklenen 5 numaralı bent olarak eklenen hüküm ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (506 sayılı Kanun) 60. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanun’un Geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle feshedilmesi hâlinde kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmıştır.
    16. 4447 sayılı Kanun, 506 sayılı Kanun’un 60. maddesini değiştirmiş ve Kanun’un yürürlük tarihinden sonra ilk kez sigortalı olanların emeklilik yaşı ile prim ödeme gün sayılarını yükseltmişken, 506 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 81. madde ile de yürürlük Kanun’un tarihinde sigortalı olanlar için bu koşulları aramamış, yaş ve prim ödeme gün sayısı yönünden kademeli bir geçiş öngörmüştür.
    17. 1475 sayılı İş Kanunu’na eklenen bu hüküm ile 506 sayılı Kanun’un 60. ve Geçici 81. (ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 28. md.) maddeleri uyarınca ağırlaştırılan emeklilik koşulları karşısında, kıdem tazminatına emeklilik nedeniyle hak kazanılmasının koşulları yumuşatılmış, işçilerin adı geçen hükümlere göre yaşlılık aylığı hakkını elde edememelerine karşın kıdem tazminatı alabilmelerine olanak tanınmıştır. Başka bir ifadeyle, işçilere 506 sayılı Kanun’un saklı tutulmuş olan Geçici 81. maddesinde yer alan, yaş koşulları aranmaksızın sadece bu maddede yer alan sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayılarını tamamlamaları koşuluyla, kendi istekleri ile iş sözleşmesini feshetmeleri hâlinde de kıdem tazminatı ödeneceği hükme bağlanmıştır (Süzek, S. : İş Hukuku, 2019, s. 735).
    18. 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinde, 506 sayılı Kanun’un Geçici 81. maddesinin bentleri arasında ayrım öngörülmeden tamamına atıf yapılmıştır. Dolayısıyla işçiler bu maddede yer alan en az sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını doldurmaları hâlinde iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı alabilirler. 506 sayılı Kanun’un Geçici 81. maddesinde yaş hariç en az sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödeme koşulunun sağlanması ile (C) bendinde öngörülmüştür.
    19. Somut olayda; davacı vekili müvekkilinin emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürmüş; davalı vekili ise, davacının iş sözleşmesinin 25.07.2008 tarihinde süresinin sona erdiğini, 27.03.2008 tarihli iş sözleşmesine göre 25.09.2008 tarihinde işe başlaması gerekirken işyerine gelmediğini savunmuştur.
    20. Dosya içeriğindeki tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde; davacının emeklilik nedenine dayanılmak suretiyle iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmıştır. Nitekim mahkeme ve Özel Daire arasında iş sözleşmesinin davacı tarafından 25.07.2008 tarihinde emekliliğe hak kazandığı iddiasıyla feshedildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    21. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu (Kurum) kayıtlarından davacının 25.07.2008 tarihinde davalı işyerinden ayrıldıktan sonra 01.08.2008-15.08.2008 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödediği, 15.08.2008-20.10.2008 tarihleri arasında “1049385” sicil numaralı başka bir işyerinde çalıştığı, 21.01.2009 tarihli dilekçe ile emeklilik tarihinin bildirilmesini talep etmesi üzerine Kurumun emeklilik şartlarını taşımadığını bildirdiği, 01.12.2008-28.02.2009 tarihleri arasında yine isteğe bağlı sigortalı olarak pirim ödediği, ayrıca askerlik süresini borçlandığı ve 16.02.2009 tarihinde tekrar Kuruma başvuran davacıya 01.03.2009 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı görülmüştür.
    22. Görüldüğü üzere 25.07.2008 tarihinde emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini fesheden davacının emeklilik koşullarını fesihten yaklaşık sekiz ay sonra 01.03.2009 tarihinde yerine getirmiştir.
    23. Bu durumda emeklilik nedenine dayalı olarak iş sözleşmesinin feshedildiği 25.07.2008 tarihinde emeklilik için gereken şartları taşımayan davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığı açıktır.

    24. Diğer taraftan, Özel Daire bozma kararında “1049385” sicil numaralı işyerinde çalışmaya başladığı tarih “15.08.2008” olmasına rağmen “15.08.2009” olarak yazılması maddi hata kabul edilmiştir.
    25. Ayrıca direnme kararının başlık kısmında davalı olarak “Beysan Alaybeyoğlu İnşaat Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” yerine “Beysan Aleybeyoğlu İnşaat” olarak gösterilmiş ise de, bu yanlışlık mahallinde düzeltilebilir bir maddi hata olarak kabul edilmiş ve esasa etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    26. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    27. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi