17. Ceza Dairesi 2015/1562 E. , 2015/4345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını bozmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dolaylı faillik, TCK’nın 37. maddesinin 2. fıkrasında ‘Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçtebirden yarısına kadar arttırılır’ şeklinde düzenlenmiştir. Dolaylı faillikte, suçun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştiren kişi, aslında cezai anlamda kusurlu değildir. Görünürde suçu işleyen kişi, aslında bir başka kişi tarafından suçu işlemede araç olarak kullanılmaktadır. Arka plandaki kişi, suçun icraî hareketlerini gerçekleştiren şahsın ve hareketinin üzerinde hâkimiyet kurmaktadır ve bu hâkimiyet nedeniyle, fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Öyleki; suçu işleyenin gerçek iradesi yok olmakta, arka planda kendisini yönlendiren kişinin talimatlari ile hareket eder hale gelmektedir. Suçun kanuni tanımındaki hareketleri yerine getiren kişinin iradesi dolaylı fail tarafından cebir veya tehdit gibi yöntemler ile ortadan kaldırılmış olabilir. Ya da zaten suç işleme konusunda kusur yeteneği olmayan bir kişi de kullanılmış olabilir. Kanun tarafından hareketlerini yönlendirme iradesi olmayan kişilerin kullanılması halinde bu durum ayrıca ağırlatıcı neden olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda akıl hastası, 12 yaşından küçükler veya 12-15 yaş arası olup da işlediği fiilin hukuki anlamını ve sonuçlarını kavrama yeteneği gelişmemiş bir kişiyi suçta kullanan kişinin belirlenen temel cezası bu madde uyarınca arttırılacaktır.
Somut olaya gelince; yakınan İsmet"in bakkal dükkanına 04.12.2008 günü saat 22:30 ile 04:00 arasında kepenk kilidi sert bir cisimle açılarak girilip 200 TL bozuk para ile 200 TL değerinde sigara çalındığı, yakınanın olayın ardından müracatta bulunduğu ancak failin tespit edilemediği, evrakın daimi arama ile aarştırılması devam ederken benzer eylemler nedeni ile yakalanan sanık ..."ın 03.03.2008 günlü müdafii huzurunda alınan beyanında, yakınana ait işyerinden hırsızlığı ... ve ... ile birlikte gerçekleştirdiğini, adı geçenlerin tornavida ile kapıyı açıp içeri girdikleri sırada kendisinin Harun ile birlikte 150 metre uzaktan takip ettiklerini, çalınanları aralarında paylaştıklarını söylediği, Harun"un ise aynı zamanda mahallelerinin muhtarı olan yakınana ait bakkalı soyulduktan 2 gün sonra sanık ..."ın kendisini kahveye oyun oynamaya çağırdığını, parası olmadığını söylediğinde ise ..."ın, yakınanın dükkanını kardeşi ... ve ..."nin soyduğunu parasını da ona getirdiklerini söylediğini beyan ettiğininin anlaşılması karşısında;
5237 sayılı yasanın 37/2.maddesinin ancak kusur yeteneği olmayanları suçta kullananlar hakkında ağırlatıcı unsur olduğu göz önüne alındığında; beyanlarda ismi geçen ... Olcaytuberdi, ... ve ... hakkında yakınana yönelik bu eylem sebebi ile yürütülen soruşturma/kovuşturma bulunup bulunmadığı, var ise evrakın onaylı örneğinin dosya içerisine alındıktan ve adı geçenlerin cezai ehliyetlerinin olup olmadığı saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken 5237 sayılı yasanın 37/2.maddesi uyarınca sanığın cezasının arttırılması,
2-Uygulamaya göre de; hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 143.maddelerine göre belirlenen 2 yıl 4 ay hapis cezasından aynı yasanın 37/2.maddesine göre ½ oranında artırım yapılırken 3 yıl 6 ay yerine 3 yıl 8 ay hesaplanıp, sonuç cezanın 2 yıl 11 ay yerine 2 yıl 12 ay 20 gün olarak fazla belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nin temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki bozma isteyen düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle istem gibi BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.