12. Ceza Dairesi 2014/12780 E. , 2015/3566 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 100. maddesiyle CMK"nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderilerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanunun 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir. Bakanlar Kurulu, bu tutarları topluca veya ayrı ayrı on katına kadar artırmaya yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği, incelemeye konu dosyada, hüküm tarihi itibariyle yargılama giderlerinin 16 TL olarak hesaplamış ise de, hükmün kesinleşmesine kadar yapılan harcamaların tamamının yargılama giderleri kapsamında olması, dosyanın Yargıtay"a gönderilmesi için yapılan giderin henüz hesaplanmamış olması ve bu giderin hesaplanmasından sonra ortaya çıkan bakiyenin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde hazine üzerinde bırakılabilmesi, bu hususunun infaz aşamasında değerlendirilmesinin mümkün olması nedeniyle, yargılama giderinin sanığa yükletilmesi bozma konusu yapılmamış olup, tebliğnamede bu yönden bozma öneren (1) nolu görüşe ; TCK"nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun"un 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda bir düzenlemenin olmadığı, 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede (mükerrerler hakkında adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği bu durumda, 5275 sayılı Kanun"un 106, 108 ve TCK"nın 58. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi karşısında; TCK"nın 58. maddesi uygulanamayacağından tebliğnamedeki (3) nolu görüşe; sanığın idaresindeki araç ile ... yolunda seyri sırasında trafik ekiplerince yapılan yol kontrolünde 109 promil alkollü olarak tespit edilmesi karşısında “…yarattığı tehlike ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre….” şeklindeki dosya kapsamına uygun gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki (2 ) nolu görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.