
Esas No: 2015/481
Karar No: 2015/5563
Karar Tarihi: 10.06.2015
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/481 Esas 2015/5563 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, 08.05.2012 tarihli dilekçesiyle; ...., .., ... köyü ...lı, sırasıyla 2040 ve 1075 m2 yüzölçümündeki taşınmazların tapuda davalılar adına kayıtlı olduğunu ve kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili ve elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile taşınmazların tamamının tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle adına tapuya tesciline, elatmanın önlenmesi isteminin reddine ve tapu kayıtları üzerindeki şerhlerin terkinine, dava dilekçesinde ... mirasçıları olarak gösterilen ..., ..., ..., ... ve ... yönünden dava tarihi itibariyle ..."ın sağ olması sebebi ile bu davalılar yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine” karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre orman kadastrosu, 22.07.1987 tarihinde ilân edilen, daha önce sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması, 1958 yılında yapılmış genel arazi kadastrosu vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına, orman olarak tapuya tescil edilen taşınmazların tapu kayıtlarına zilyetlik ve muhdesat gibi şerhler verilemeyeceğine ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve temyiz harcının istek halinde iadesine 10/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.