Esas No: 2021/16650
Karar No: 2022/19233
Karar Tarihi: 17.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/16650 Esas 2022/19233 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararda, sanıkların banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkûm olan sanık hakkında kararın doğru olduğu belirtilirken, diğer sanıkların suçlarının sabit olmadığı için beraat hükmü verildiği açıklanmıştır. Ayrıca, resmi belgede sahtecilik suçu ile ilgili mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesi yapılmış ve suçun zincirleme şekilde işlendiği kabul edilerek temel cezanın TCK'nin 43. maddesi uyarınca arttırılması nedeniyle hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Ancak, zincirleme suç hükümleri uygulanamayacağı aynı zamanda işlenen suçlar olduğu için hüküm fıkrasından TCK'nin 43. maddesi tamamen çıkarılmış ve TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiği kabul edilmiştir. 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesiyle yapılan değişiklik ise hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak kuralları açıklamaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
...
...
...
Suça konu çekler üzerinde Heyetimizce yapılan gözlemde, çeklerin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1- Sanık ... hakkında "banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık ve katılanın, sanıklar ... ve ... hakkında "banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılanın, sanık ... hakkında "banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından kurulan düşme hükümlerine yönelik katılanın temyizinin incelenmesinde:
Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarihli, 2017/463 Esas ve 2018/20 Karar sayılı ve 23.01.2018 tarihli, 2015/962 Esas ve 2018/16 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde uygulanacak olan 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 81. maddesiyle yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık ...’in üzerine atılı banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu yönünden, yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık ... tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı; sanıklar ... ve ...’ün üzerine atılı banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu yönünden ise yüklenen suçun sanık ... ve ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, ayrıca sanık ...’in 19.10.2013 tarihinde öldüğü belirlendiğinden hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK’nin 64/1 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca düşmesi gerektiği dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, sanık ... ve katılan ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden mahkûmiyet, beraat ve düşmeye ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik katılan ve sanığın temyizinin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan ve sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
5237 sayılı TCK'nin 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu çeklerin aynı tarihte verildiği, farklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmayıp, TCK'nin 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK'nin 43. maddesi uyarınca arttırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, katılan ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nin 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından tamamen çıkarılması; hüküm fıkrasının 3-b) bendinin 3. paragrafındaki “2 yıl 1 ay” ibaresinin çıkartılıp yerine “1 yıl 8 ay” ibaresinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.