17. Hukuk Dairesi 2014/1673 E. , 2016/2701 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalıya Yangın All Risk ve Makine Kırılması sigortası poliçesiyle sigortalı olan müvekkiline ait işyerinde bulunan doğal gaz kompresöründe arıza meydana geldiğini, davalıya başvuru yapmalarına rağmen zararın ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 303.516,00 USD tazminatın hasar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 303.516,00 USD"nin davalıdan tahsiline, hükmedilen tazminata 26.06.2010 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının USD para cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek oranda faiz işletilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Görülmekte olan derdest davanın her iki tarafı da ticaret şirketi olup taraflar arasındaki işyeri sigorta sözleşmesi ve uyuşmazlığın konusu olan sigortalı emtialar tarafların ticari işletmesiyle ilgilidir. Uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğundan uyuşmazlıktan doğan eldeki dava da ticari davadır. Dava ticari dava olduğundan ve tarafların ticari işletmeleriyle ilgili bulunduğundan uygulanması gereken faiz türü talep halinde ticari faiz olmalıdır. Taraflarca uygulanması gereken faiz oranları hakkında sözleşme yapılmasında herhangi bir engel bulunmayıp yapılan sigorta sözleşmesinde faiz ve temerrüt tarihleri hakkında hükümler bulunmaktadır. Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinin 5. maddesinde hasar halinde ödemenin en kısa sürede yapılmasının esas olduğu, bu sürenin BOTAŞ"ın talep tarihinden itibaren 3 ayı geçemeyeceği ve hasar ödenmediği takdirde en yüksek reeskont faizinin uygulacağı kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesinde temerrüt ve faize ilişkin özel hükümler olduğundan artık mahkemece sözleşme hükümlerince karar verilmesi gerekir.
Davacı şirket tarafından davalı ... şirketine ne zaman ihbar yapıldığına dair belge sunulmamıştır. Ancak ekspertiz raporunda eksper tarafından 26.08.2008 tarihinde sigortalı işyerinde inceleme yapıldığı anlaşıldığından artık en geç bu tarihte ihbar yapıldığının kabulü gerekir. İhbar 26.08.2008 tarihinde yapıldığından sözleşmenin 5. maddesi gereğince bu tarihten üç ay sonra temerrüt gerçekleşir. Bu nedenle davalı ... şirketinin temerrüt tarihi 26.11.2008 tarihidir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde hükmedilen tazminata reeskont faiz işletilmesi talep edilmiştir. Davacı tarafça reeskont faiz talep edildiğinden artık mahkemece hükmedilen tazminatlara sözleşme gereğince reeskont faizi işletilmesine karar verilmesi gerekir.
Ayrıca her ne kadar mahkemece 3095 sayılı kanunun 4/a. maddesi uyarınca faize karar verilmiş ise de söz konusu madde kanunun açık lafzından da anlaşılacağı üzere ancak sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde uygulanabilir.
Bu nedenle mahkemece hükmedilen tazminata 26.11.2008 tarihinden itibaren reeskont faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (1) numaralı bendinde yer alan “26.06.2010 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarının USD para cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “26.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 24.281,21 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 03.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.