Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Ulukapı köyünde bulunan bir parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, 18.12.2006 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli 13419,07 m² yüzölçümlü bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/04/2013 gün ve 2012/13866 E. - 2013/3583 K. sayılı kararıyla bozulmuştur. Bozma ilâmında özetle; "3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun yerel bilirkişi ve tanık beyanları yanında teknik belgelerle de belirlenmesi gerektiği açıklanarak, dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait ve iki farklı tarihli hava fotoğrafları, bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun, bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın fen bilirkişinin 18/04/2014 tarihli raporuna ekli haritada (A) harfi ile gösterilen 13419,07 m² yüzölçümündeki taşınmazın tarla vasfıyla miras hisseleri oranında O.. H.. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince 1971 yılında yapılan orman kadastrosu ile 1992 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1967 yılında yapılmış; taşınmaz ve çevresi, taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, hükmüne uyalan bozma ilâmı gereğince işlem yapılmış bulunmasına, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosuna, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 10/06/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.