Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2840
Karar No: 2019/1905
Karar Tarihi: 07.03.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/2840 Esas 2019/1905 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/2840 E.  ,  2019/1905 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/09/2016 tarih ve 2014/421 E- 2016/876 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce verilen 12/01/2017 tarih ve 2016/42 E- 2017/20 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 05.03.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalının 02.11.2011 tarihli notası ile oluklu mukavva kutu cinsi malların Mersin"den Odessa/Ukrayna"ya taşınmasını talep ettiğini, söz konusu malların, müvekkilinin aracılığı ile dava dışı şirket tarafından deniz yolu ile taşındığını ve 14.11.2011 tarihinde limana vardığını, varış yerinde tahliye edilen malların alıcısı tarafından teslim alınmadığını, yükün teslim alınması için müvekkili tarafından davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının ise cevabi ihtarnamesi ile müvekkilinin taleplerini haksız yere reddettiğini, taşınan malların teslim alınmaması nedeniyle Ukrayna gümrük mevzuatı gereğince malların imha edildiğini, imha edilinceye kadar malların ardiyede bekletilmesi nedeniyle ardiye masrafının doğduğunu, taşıyan şirketin Ukrayna acentesi tarafından imha masrafı ile ardiye ücretinin Ukrayna Gümrük Müdürlüğüne ödendiğini, daha sonra da bu masraflar karşılığı müvekkilinin taşıyıcıya ödeme yaptığını, söz konusu ödemelerden gönderen sıfatıyla davalının sorumlu bulunduğunu, buna rağmen bahsedilen masraflara ilişkin olarak düzenlenip kendisine gönderilen faturaları iade ettiği gibi bu faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibine de itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava konusu malların taşınması konusunda müvekkili ile davalı arasında bir sözleşme olmadığı gibi bu konuda müvekkilince davalıya verilmiş bir talimatın da bulunmadığını, müvekkilinin taşımaya konu malların imalatçısı olduğunu ve davacının, taşıma işini malların alıcısı firmanın talimatı ile gerçekleştirdiğini, davacı şirket tarafından da kabul edildiği üzere söz konusu malların Ex Works usulü satıldığını, bu satış türünde müvekkilinin sorumluluğunun malları, kendi işyerinde alıcının emrine hazır tutmaktan ibaret bulunduğunu, ayrıca kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkiline süresi içinde yapılmış bir ihbar bulunmadığını, davacının kendi fiilleri ile zararın artmasına yol açtığını, talep edilen faizin fahiş bulunduğunu savunarak, davanın reddini, alacağın %20"sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davalı şirketin dava dışı şirkete karton kutu sattığı, satım sözleşmesinde malın teslim alınmasının ve taşınmasının alıcının sorumluluğunda olduğu ex works teslim şeklinin belirlendiği, dosyaya sunulan e-mail yazışmalarından da yüklemenin Mersin Limanı"ndan yapıldığının, yükleme notasının davalı şirket tarafından değil dava dışı Sasu Su ve Tarım Ürünleri AŞ tarafından düzenlendiğinin anlaşıldığı, yükleme notasında davalıya ait imza veya kaşenin yer almadığı, dolayısıyla yükleme notasında davalının adının yer almasının davalının sorumluluğunu doğurmayacağı, davalının da yüklemenin kendi talimatı ile yapılmadığını savunduğu, buna karşılık davacının yüklemenin davalının talimatı ile yapıldığını dolayısıyla davalının taşıtan olduğunu ispat edemediği, aksine davacının taşınan malların teslim şeklinin Ex works olarak belirlendiğini bildiği, sonuç olarak davalının taşıtan sıfatını haiz olduğunun kanıtlanamadığı ve bu durumda icra takibine konu edilen masraflardan davalının sorumlu bulunmadığı, her ne kadar davalı yanca kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından bu talebin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacı vekilinin dava dilekçesinde, müvekkilinin konteyner taşımacılığı aracılığı yaptığını, davacının talimatı üzerine yükün müvekkili şirketin aracılığı ile dava dışı taşıyan Arkas Konteyner Taşımacılık AŞ tarafından taşındığını ileri sürdüğü, 07.10.2013 tarihli replik dilekçesinde de bu hususu tekrar ettiği, dosyaya davacı yanca sunulan 320982 nolu konişmentonun, taşıyıcı şirket adına acente sıfatıyla davacı tarafından düzenlendiği, yine davacının davalıya gönderdiği 29.02.2012 tarihli ihtarnamede, davacının acentesi olduğu şirket tarafından yükün taşındığının açıklandığı, her ne kadar 02.02.2015 tarihli celsede davacı vekilince müvekkili şirketin taşıyan olduğu beyan edilmiş ise de yukarıda değinilen dilekçeler, ihtarname ve özellikle konişmento içeriği gözetildiğinde davaya konu taşımada davacının acente sıfatıyla yer aldığı, davaya konu taşıma tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 119/2. maddesi uyarınca acente, aracılık yaptığı sözleşmelerden dolayı müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabileceği, bu hükmün dava tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nın 105/2. maddesinde de aynen tekrar edildiği, o halde davacı acente, dava konusu taşımaya aracılık ettiğinden bu taşımaya dayalı olarak ancak müvekkili adına dava açabileceği veya icra takibi yapabileceği, somut olayda ise gerek icra takibi gerekse de işbu davanın, davacı tarafından kendisi adına açıldığı, o halde, davacının davada aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı hususunun mahkemece resen gözetilerek açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 08.09.2016 tarihli, 2014/421 Esas, 2016/876 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava, deniz yolu ile taşınan yükün, alıcısı tarafından teslim alınmaması nedeniyle doğan ardiye ve imha masraflarının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili aracılığı ile dava dışı taşıyan Arkas Konteyner A.Ş tarafından davalının talep ve talimatına uygun olarak Mersin"den Ukrayna"ya taşınan malların, alıcısı tarafından teslim alınmaması sebebiyle oluşan masrafların fiili taşıyan Arkas Konteyner A.Ş tarafından acentesi olan Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş"ye, Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş tarafından da müvekkiline yansıtıldığını ve müvekkilince ödendiğini ileri sürerek, bu masrafların davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı taraf ise, davacı ile aralarında bir taşıma sözleşmesi bulunmadığını, davacının taşıma işini malların alıcısı firmanın talimatı ile yaptığını, taşımanın ex works ve freıght collect bir taşıma olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Yerel mahkemece davalının taşıtan olduğunun ispatlanamadığından bahisle davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyada mevcut 13.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının taşıyan sıfatının bulunduğu ancak 03.11.2011 tarihli Gümrük Beyannamesinde teslim şeklinin ex-works olarak beyan edildiği, bu teslim şekline göre satıcının( dava konusu olayda davalı) sözleşme konusu malları fabrikasında hazır etmekle yükümlü olduğu, malların satıcının işletmesinde teslim alındıkları andan itibaren, bunlarla ilgili tüm risk ve masrafların alıcının sorumluluğunda olduğu, dolayısıyla dava konusu masraflardan malların satıcısı konumundaki davalının sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. 30.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda ise, konteyner taşımalarının çok kalemli ve değişken yükler içermesi sebebiyle bu tip sözleşmelerin charter party şeklinde değil de booking note şeklinde yazışmalarla yapılmakta olduğu, bu dosyada da booking notelara rastlandığı, dosyadaki bilgilere göre booking not alışverişinin davacı ile davalı arasında olduğu, alıcının adına rastlanmadığı davacının navlun faturasını ibraz ettiği ve taşımayı taahhüt ettiğini ortaya koyduğu, hukuki anlamda taşıyan sıfatını haiz olduğu, ayrıca davalının da taşıtan sıfatının bulunduğu, dolayısıyla her iki tarafın dava ehliyetlerinin mevcut olduğu belirtilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, 10.11.2011 tarihli 320982 sayılı konşimentonun davacı tarafından Arkas Line adına acente sıfatıyla davacı ... Nakliye Hizmetleri A.Ş tarafından düzenlendiği belirtilmiştir. Bu bilgi yerinde olmakla birlikte, yine dosyada mevcut 10.11.2011 tarihli ARKMER0000012108 numaralı konşimentoda, davacı ... Nakliye Hizmetleri A.Ş asaleten yükleten olarak yer almakta olup, bu konşimento taşıyan Arkas Konteyner Taşımacılık AŞ nam ve hesabına Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş tarafından acente sıfatıyla imzalanmıştır.
    Davacının tanzim ettiği faturalardan, yurtdışı liman masraflarına ve ardiye masraflarına ilişkin faturalar icra takibine konu edilmiş olup, navlun faturası takibe konu edilmemiştir. Bu durumda mahkemece, taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak, davacı tarafından davalı adına kesilen navlun faturasının taraf defterlerine kaydedilip edilmediği, kaydedilmiş ise ne şekilde kaydedildiği, dava dışı Arkas Konteyner A.Ş veya acentesi olduğu iddia edilen Arkas Denizcilik ve Nakliyat A.Ş"ye davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, bu şekilde davacının taşıyıcı sıfatı bulunduğunun taraflarca benimsenip benimsenmediği üzerinde durulması; navlun faturasının kayıtlı olması ve navlun ücretinin dava dışı Arkas Line"a gönderilmemiş olması halinde, davacının aktif dava ehliyetinin, yine davalının da -taşımanın niteliği ex-works taşıma olarak gösterilmesine rağmen- navlun faturasını ödemekle pasif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü ile bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yekdiğerine verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 07/03/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiğinden, sayın çoğunluğun aksi yöndeki bozma kararına katılamıyoruz.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi