20. Hukuk Dairesi 2015/5241 E. , 2015/5527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 05/11/2014
NUMARASI : 2010/1385-2014/514
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 05.11.2014 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.06.2015 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı gerçek kişiler vekili Av. Y.. E.. geldi, diğer taraftan Hazine vekili Av............. ve Orman Yönetimi vekili ....... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi vekili, 02.09.2010 hâkim havale tarihli dilekçe ile, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, orman niteliğini yitirdiğinden orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle Hazine adına tesbit edilip, davalı gerçek kişilerin kullanımında olduğu belirtilerek 27920 ada 1 parsel sayısında tesbit edilen taşınmazın, Kadastro Mahkemesinin 1958/748 E. - 1994/2352 K. sayılı kararı ile orman niteliğinde tesciline karar verilen 1078 parselin içinde kaldığından, fiili kullanımı belirleyen tesbitin iptaline ve orman niteliğinde Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı gerçek kişiler vekili, dava konusu taşınmazın orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle 1992 yılında orman sınırı dışına çıkarıldığı ve çalışmaların 6 aylık askı ilânı sonucunda kesinleştiği, DSİ tarafından 58375 m² bölümünün kamulaştırıldığı, hâlen tarım alanı olarak vekil edenlerce kullanıldığından, davanın reddini istemiştir.
Yargılama sırasında husumet, DSİ Bölge Müdürlüğüne ve E.. M..ne yaygınlaştırılmıştır.
Dahili davalı E.. M.. vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde vekil eden lehine kamulaştırma şerhi bulunduğu, ancak Orman Genel Müdürlüğü tarafından tahsis taleplerine olumsuz cevap verildiğinden 20.05.2004 gün ve 98244 sayılı yazı ile terkin edilmesinin uygun görüldüğünden, terkin edilmesi için talepte bulunulduğu, bu nedenle taraflarına husumet yöneltilemeyeceğinden, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı DSİ Bölge Müdürlüğü vekili, davanın yasal süresi içinde açılmadığı, kadastro tesbitinin vekil edeni tarafından yapılmadığı, Aşağı Aksu I. Merhale Projesi Kemerağzı Pompa İstasyonu nedeniyle kamulaştırma işlemi yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; dava konusu 27920 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ait 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde uyarınca yapılan kadastro sırasında düzenlenen kadastro tesbit tutanağının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman savına dayalı kullanım kadastrosu tesbitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu; daha sonra 1975 yılında yapılıp, 26.11.1975 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması; 1986 ve 1988 yıllarında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulamaları; 1993 yılında yapılıp 26.02.1993 tarihinde ilân edilerek, dava tarihinden önce kesinleşen, Güzeloba Köyü (mahallesi) sınırları içindeki Lara Devlet Ormanında, aplikasyon ve Belediyeye piknik alanı için irtifak ve TRT kurumu için izin verilen bu nedenle daha önce 2/B madde uygulaması yapılamayan ancak irtifak ve izinleri iptal edilen yerlerde 2/B madde uygulaması vardır.
Genel arazi kadastro çalışmaları 1957 yılında yapılıp kesinleşmiş, 1078 sayılı parsele ilişkin olarak, Kadastro Mahkemesinin 15.06.1994 gün 1958/748-2352 sayılı kararı ile 25.03.1997 tarihinde kesinleşmiştir.
3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 4. uyarınca yapılan kadastro çalışması ise 06.08.2010 ilâ 06.09.2010 tarihleri arasında ilân edilmiş, açılan dava nedeniyle çekişmeli 27920 ada 1 parsel sayısında 3644,98 m² yüzölçümü ve tarla niteliğiyle “Eşit hisselerle Hasan kızı 1977 doğumlu E.. Ö.. ve Hakkı kızı 1962 doğumlu N.. Z.. kullanımlarındadır” şerhi ile Hazine adına yapılan kadastro tespiti kesinleşmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu 27920 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, Kadastro Mahkemesinin 25.03.1997 tarihinde kesinleşen 15.06.1994 gün 1958/748-2352 sayılı kararı ile orman olarak tesciline karar verilen 1078 parsele ait çap sınırları içinde kaldığı, davalı taşınmazın nitelik yitirdiği gerekçesiyle orman sınırı dışına çıkarıldığı 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasının, Kadastro Mahkemesinde görülen davanın yargılaması devam ederken 1993 yılında yapılıp ilân edildiği, dolayısıyla 1078 parsele ilişkin davanın aynı zamanda bu çalışmaya itiraza dönüştüğü ve mahkemece 1078 parselin Devlet ormanı niteliğinde bulunduğu ve bu niteliğini halen devam ettirdiği gerekçesiyle orman niteliğinde tesciline karar verildiği, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4. madde uyarınca fiili kullanım durumlarının dikkate alınması ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığının kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmesi amacıyla yapılan kadastro çalışmalarının, 6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2"nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde yapılabileceği, dava konusu taşınmazın bu nitelikte yerlerden olmadığından kadastro tesbit tutanağının iptaline karar verilmesinin doğru olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacı Orman Yönetimine verilmesine, davalı Hazine yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 388/4. (HMK m 297/ç) ve HUMK"nın 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilâmının tebliğinden itibaren ilâma karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 09/06/2015 günü oy birliği ile karar verildi.