12. Ceza Dairesi 2014/9930 E. , 2015/3520 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Sanıklar hakkında CMK"nın 223/2-b maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, .... bölgesi 945. sokakta bulunan türbenin içerisinde kaçak kazı yapıldığının bildirilmesi üzerine kolluk görevlileri tarafından saat 13:15 sıralarında ihbara konu adrese gidildiğinde, türbede herhangi bir olumsuzluk görülmemesine karşın, bir kişinin kapıdan çıkıp kaçmaya başladığının fark edildiği, bunun üzerine şahsın kaçtığı yer kontrol edildiğinde, 945. sokakta, 73/3 sayılı yapının kapısının açık olduğunun görüldüğü, buradan içeri girildiğinde, geniş bir avlu bulunduğu, bu avlu içerisinde üç ayrı metruk müstakil evin olduğu, sağdan üçüncü kapı girişinde sanık ..."ın, metruk yapılardan birinin oda kapısının arkasında ise ..."ın saklanmış vaziyette olduğu, sanık ..."ın ise bir süre sonra dışarıdan gelmiş olmasına karşın kimliğinin kazı yapılan yerin yanındaki odanın penceresinde bulunduğu, girişin tam karşısındaki metruk odanın yarısından fazlasının toprakla doldurulmuş, avlunun girişten sağdan üçüncü kapıdan içeri bakıldığında tek oda halindeki yerin avlu zemininden yaklaşık 3 - 3,5 metre kadar derinlikte ve 2,5 x 2,5 metre genişlikte yerin kazılmış olduğu, kazı yapılan odanın sağındaki odanın penceresinde ve toprakla dolu odanın dışında yerde zemin üzerinde beyaz bir poşet içerisinde, çeşitli toprak ve seramikten yapılma parçaların bulunduğu, bu parçalar üzerinde üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışan arkeolog bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda, ele geçen parçaların 2863 sayılı Kanun kapsamında müzelerde korunması gereken tescil ve tasnife tabi olmayan etnografik nitelikte eserler olduğunun belirtildiği görülmekle,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamı itibariyle ele geçen eserlerin ne zaman bulunduğuna ilişkin herhangi bir tespit olmaması karşısında, sanıklara atılı eylemin kültür varlığı bulundurmak veya bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçları kapsamında değerlendirilemeyeceği, ancak suç tarihinde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kültür varlığı bulmak amacıyla kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde bulunan yerde kazı yaparak 2863 sayılı Kanun"un 74/1-1. cümlesinde düzenlenen suçu işlediklerinin tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu gözetilmeksizin, kültür varlığı bulundurmak suçundan mahkumiyetlerine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu eserlerin 2863 sayılı Kanun kapsamında, etnoğrafık eser konumunda olduğundan yurt içinde alımı, satımı ve devrinin serbest olduğu belirtilmiş ise de; 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları arasında sayılan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının serbestçe bulundurulamayacağı, aynı Kanunun 25/1. maddesi uyarınca, tasnif ve tescile tabi tutulan korunması gerekli etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarından müzelere alınması gerekli görülmeyenler ile bu nitelikte olup da sahiplerince müzelere satılmak istenmeyen taşınır kültür varlıklarının “tescile tabi taşınır kültür ve tabiat varlığı belgesi” düzenlenerek sahiplerine iade edileceği, başka bir deyişle suça konu eserin etnoğrafik nitelikte kültür varlığı olmasının, bu varlığın serbestçe bulundurulabileceği anlamına gelmediği, somut durumda suça konu eserlerin 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesi uyarınca tasnif ve tescile tabi, etnografik nitelikte bulunmaları ve sanıkların “tescile tabi taşınır kültür ve tabiat varlığı belgesi” olduğuna dair bir savunmalarının da mevcut olmaması karşısında, sanıkların suça konu eserleri bulundurmalarının hukuka uygun olmadığının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.