Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/46
Karar No: 2022/3932
Karar Tarihi: 23.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/46 Esas 2022/3932 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/46 E.  ,  2022/3932 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.03.2018 tarih ve 2015/447 E- 2018/170 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 08.10.2020 tarih ve 2019/585 E- 2020/967 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin Sakarya, Kocaeli, Bolu ve Düzce illerini kapsayan bir bölgede elektrik dağıtım hizmetleri veren bir kuruluş olduğunu, taraflar arasında 24.07.2006 tarihinde imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesi gereğince davacı şirket dağıtım tesislerinin işletme hakkına sahip olmakla ve mülkiyeti halen TEDAŞ’a ait olmakla birlikte faaliyetin TEDAŞ tarafından yürütüldüğü döneme ait her türlü mali sorumluluğun TEDAŞ’a olacağının her iki tarafça da kabul edildiğini, ormanlık alanlardan geçen elektrik nakil hatlarının 1999 ile 2011 yılları arası orman izin bedellerinin eksik ödendiğinden bahisle Orman Genel Müdürlüğü tarafından davacı SEDAŞ ve davalı TEDAŞ aleyhine davalar ikame edildiğini, bu davaların yargılamaları sonucunda uyuşmazlık konusu izin bedellerinin davacı şirket tarafından ödendiğini, bu davalardan bir kısmı için davacı tarafından yapılan ödemelerin dağıtım faaliyetinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemlere ilişkin olması nedeniyle davalının sorumluluğunda bulunan dönemlere ilişkin olarak Gerede Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/285 Esas sayılı dosyası nedeniyle 13.430,00 TL, Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/398 Esas sayılı dosyası nedeniyle 19.245,96 TL, Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/333 Esas sayılı dosyası ile 239.678,95 TL, Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/227 Esas sayılı dosyası ile 185.087,92 TL, Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/320 Esas sayılı dosyası ile 922,24 TL olmak üzere toplam 458.365,07 TL’nin davacı şirket tarafından ödendiğini, bu bedelin davalıdan talep edilmesine rağmen sadece bir kısmının taraflarına ödendiğini ileri sürerek 223.050,64 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının aynı alacak için daha önceden açılmış dava olma ihtimali bulunduğundan derdestlik itirazında bulunduklarını, aynı konuda verilmiş kesin hüküm olması durumunda ise kesin hüküm itirazında bulunduklarını, ayrıca TBK 73. maddesine göre rücu davalarının 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup zamanaşımının dolduğunu, dava konusu alacağa dayanak gösterilen dava ve icra dosyaları davalı kurum kayıtlarında bulunmadığını, olayda 6111 sayılı Kanun'un getirdiği avantajlardan davalının kusuru sebebiyle yararlanamadığını, ve bu kusura davacının sebebiyet verdiğini, davacının faiz ve icra dosyasına ilişkin giderleri de talep etme hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 24.07.2006-11.02.2009 tarihleri arasında doğmuş olan borçlar nedeniyle TEDAŞ’a rücu edemeyeceği, ancak taraflar arasında imzalana işletme hakkı devir sözleşmesi gereği 24.07.2006 tarihinden önceki borçlar nedeniyle hisse satış sözleşmesinin 9.4. maddesinin atfıyla İHDS’nin 7.4. maddesi uyarınca TEDAŞ’a rücu edilebileceği, ödemeye konu borcun 24.07.2006 tarihinden önceki döneme ait olması koşuluyla ödemenin 24.07.2006 tarihinden sonra yapılmış olmasının davalı TEDAŞ’a rücu için yeterli olduğu, protokolün 7.2. maddesinde davacıya ortaya çıkan hukuki ihtilafları derhal davalıya bildirme ve hatta bildirimin yanında TEDAŞ adına gerekli tedbirleri alma ve işlemleri yapma yükümlülüğünün de yüklendiği, davacının rücu edebileceği alacağın kapsamı belirlenirken Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin içtihatlarında da belirtildiği şekilde İHDS’nin 7.2. maddesinin de gözetilmesi gerektiği somut olayda dava konusu edilen beş ayrı dava dosyasına konu alacaklar ile ilgili olarak yapılan yargılamalarda davalının ya taraf olduğu ya da davaların davalıya ihbar edildiğinin görüldüğü, davalının 6111 sayılı Yasa'dan yararlanma talebine rastlanılmadığı, davalının rapora itiraz dilekçesinin ekinde sunduğu 32214752-641.03.01 sayılı 29.12.2014 opsiyon tarihli yazısından açıkça süresi içinde 6111 sayılı yasadan yararlanma talebi ileri sürdüğü yönünde bir tespit yapılamadığı, davalının da davalara taraf olması veya ihbar ile haberdar olması karşısında ve dosyada davalının ortaya koymuş olduğu bir yararlanma iradesi tespit edilemediği için 6111 sayılı Yasa'dan yararlanamamak noktasında davacı ve davalının kusurları yönünden bir ayrım yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, 2001 - 2010 tarihleri arasında orman içinden enerji nakil hattı geçirilmesi nedeniyle muhtelif hatlara ilişkin arazi tahsis bedellerinin tahsili amacıyla açılan alacak davaları sonucunda mahkemelerce davalı TEDAŞ yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, davacı SEDAŞ yönünden ise alacak taleplerinin kabulüne dair verilen kararların kesinleşmesi üzerine davacı tarafından muhtelif tarihlerde hak sahibi Orman İşletme Müdürlüklerine ödemeler yapıldığı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda rücuya esas davalar nedeniyle yapılan ödemelerin davalının sorumlu olduğu 27.04.2006 tarihi itibariyle hesaplandığı, mahkemece de bu tarihten sonraki ödemeler yönünden davacının sorumluluğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verdiği, davalının rücuya esas davalarda davalı ve ihbar olunan sıfatıyla yer aldığı ve böylelikle açılan davalardan haberdar olduğu, 6111 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 25.01.2011 tarihinde rücuya esas davaların derdest oldukları, anılan davalarda da davalı olarak yer alan TEDAŞ Genel Müdürlüğünün 6111 sayılı Yasa'ya ilişkin herhangi bir talepte bulunmadığı, Hisse Devir Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla; 22. maddenin "f" bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ndeki hükümler saklı kalmak kaydıyla hükümleri gözetildiğinde davalı vekilinin hisse devir sözleşmesinin öncelikle uygulanması gerektiği yönündeki istinaf talebinin de yerinde olmadığı, alacağın taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresinin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine (Türk Borçlar Kanunu'nun 146.maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından davalı vekilinin zamanaşımı itirazının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 11.426,59 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 23/05/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi