14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/13825 Karar No: 2014/1476 Karar Tarihi: 05.02.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/13825 Esas 2014/1476 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/13825 E. , 2014/1476 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Alaşehir Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 06/05/2013 NUMARASI : 2011/796-2013/482
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Somut olaya gelince; davacının maliki olduğu 700 parsel sayılı taşınmazın genel yola çıkışının bulunmadığı, mutlak geçit ihtiyacı içinde olduğu sabittir. Geçit hakkı tesisi davalarındaki fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davacının taşınmazı yararına genel yola ulaşmak için en kısa ve ekonomik yerden geçit kurulması gerekir. Davacı tarafından geçit kurulacak taşınmaz secenekleri arasında gösterilen fakat mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hakkında değerlendirme yapılmayan 360 ve 361 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden güneydeki genel yola ulaşacak şekilde geçit kurulup kurulamayacağı araştırılmalı mümkün ise belirtilen yerden, mümkün olmadığı takdirde bilirkişi tarafından belirlenen tüm alternatifler değerlendirilerek uygun yerden geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.