Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14985
Karar No: 2019/2645
Karar Tarihi: 13.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/14985 Esas 2019/2645 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/14985 E.  ,  2019/2645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, ... İlçesi ... Mahallesi... Mevkii 115 ada 1 parsel, 92 ada 17 parsel, 86 ada 3 parsel ile Kurşunlu Mevkii 117 ada 16 ve 17 parselde bulunan taşınmazlarda ölü ... evlatları ölü ... ve Halil adına kayıtlı olan hisselerin tamamının davacı tarafından 35 yıldan beri malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız olarak kullanıldığını, söz konusu taşınmazların imar sonrası 1560/1, 1572/1, 1573/1, 1574/1, 1575/1, 1596/1, 1606/4, 1607/3, 1607/4, 1608/1, 1530/1, 1536/1, 1537/1, 1538/1, 1551/1, 1559/1, 1535/1, 1150/1, 1552/1, 1564/2, 1552/1 ve 1564/2 ada/parsel numaralarını aldığını, davaya konu taşınmazların Hazine ve Belediye ile bir ilgisinin bulunmadığını, özel mülkiyete konu yerlerden olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazlarda ölü ... evlatları ölü ... ve Halil adına olan tapu kaydının TMK 713/2. maddesi gereğince iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davacı vekili, (23.12.2015 tarihli keşif duruşmasında) dava konusu taşınmazların 2468 ada 1 parsel, 2467 ada 1 parsel, 2466 ada 3 ve 4 parseller, 2464 ada 1 parsel, 2462 ada 1 parsel, 2469 ada 1 parsel, 2458 ada 1 parsel, 2456 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu ve müdahale talebinde bulunulan 2457 ada 1 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalarının olmadığını belirtmiştir.
    Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.
    Kayyım vekili;davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, “Dava konusu taşınmazlar paylı mülkiyet hükümlerine tabidir. Kadastro tespitleri 1970 yılında yapılmıştır. Paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Davaya konu taşınmazlarda tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere taksim yapılmamıştır, yani paylı maldan yararlanma şekli düzenlenmemiştir. Tanıkların da ifade ettiği üzere; taşınmazın bulunduğu mahallede bulunan ailelerin buraları dönüşümlü olarak ekip biçtikleri anlaşılmaktadır. Tanıklar keşif tarihi öncesi uzun yıllardır davacının dava konusu yerleri kullandığını bildirmişlerdir. Dava tarihi 2005"tir. Davacı dava konusu taşınmazlarda kendisi de paylı maliktir. Taksimin olmadığı da nazara alındığında davacının kullandığı alanın dava konusu Ölü ... evlatları Ölü Halil ve Ölü ... adına kayıtlı olan hisseye ilişkin olduğu da ispat edilememiştir. Aynı zamanda açılan tapuda isim tashihi davaları da kullanımın nizasız olmadığını göstermektedir. Taşınmazlar imar sonucu ifraz görmüş ve parsel numaraları değişmiş, parselizasyon işlemi yapılmıştır. Dava konusu taşınmazların toplam yüzölçümü, davacının malik olduğu yüzölçümü ve davacıların kullandıklarını iddia etikleri kısımların yüzölçümleri değerlendirildiğinde, tanık beyanları, kadastro tespit tutanakları, nizasız kullanım bulunmadığını ispatlayan tapuda isim tashihi davaları nazara alınarak kayıt malikleri arasında fiili bir taksimin olmadığı ve davacılar tarafından kullanılan yerlerin de fiili taksim sonucunda tescili istenen paylara özgülenmediği anlaşılmakla davacının rastgele kullandığı bir miktar yerin TMK"nin 713/2. maddesi gereğince Ölü ... evlatları Ölü Halil ve Ölü ... adına kayıtlı olan hisseye ilişkin olduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, dava konusu taşınmazlarda malik olarak gösterilen ... Oğlu Halil ve ... Oğlu ...’nın TMK"nin 713/2. fıkrasında yer alan; "...maliki yirmi yıl önce ölmüş..” bulunan hukuki sebeplere dayalı olarak TMK"nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, he ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de, ölüm hukuki sebebine yönelik davanın mevcut delillerle reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun"un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK"nin 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi, “Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
    Tapu iptali ve tescil davalarında dava kural olarak kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. Somut olayda, tapuda kayıt malikleri olarak görünen ... Oğlu Halil ve ... Oğlu ...’nın mirasçılarına yönelik dosyaya (feri müdahiller tarafından) ibraz edilen (hasımsız) veraset belgeleri arasında mirasçılar yönünden çelişki bulunduğu gibi Mahkemece tapu maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı da yeterince araştırılmamıştır.
    Bilindiği üzere, tapu iptali davalarında, davanın, kayıt malikine, kayıt maliki ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gereklidir. Ayrıca, kural olarak TMK"nin 713/2. maddesine dayalı olarak açılan davalarda kayyımın yeri bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, kayıt malikine kayyım tayin edilerek bu tür davaların yürütülmesi mümkün değildir. Kayıt malikinin mirasçılarının bilinmesi halinde davaya dahil edilerek mirasçılar aleyhine yargılamaya devam edilmesi, aksi halde gerek tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve gerekse TMK"nin 501. maddesi hükmü uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazine aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gereklidir.
    Bu nedenlerle, öncelikle kayıt maliklerinin hasımlı veraset belgelerinin (hasım Hazine olacak) alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, maliklerin veraset belgeleri alındığında ve mirasçılarının da olduğu anlaşıldığı takdirde davanın mirasçılarına yöneltilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması, hiç mirasçı bırakmadan ölmüş ise bu durumda TMK"nin 501. maddesinin göz önünde tutulması gerekmektedir.
    O halde, Mahkemece kayıt maliklerine ait (Hasımlı) veraset belgeleri alınmadan buna bağlı olarak taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına girilerek ölüm sebebi yönünden de davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın başında mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Açıklanan bu sebeplerle, anılan hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi