Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/923
Karar No: 2021/815
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/923 Esas 2021/815 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/923 E.  ,  2021/815 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; 18.12.2009 tarihinde vakıf çalışanının vakfa geldiğinde vakıf kapısının açık olduğunu ve kasanın yerinde bulunmadığını gördüğünü, kasa içerisinde bulunan 500TL nakit para ile çek yapraklarının çalınmış olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine çek iptali davası açıldığını, ancak yapılan yargılama neticesinde keşidecinin çek iptali davası açma hakkı bulunmadığından davanın reddedildiğini, 04.03.2010 tarihinde 16000018 nolu hesaba ait çift imzalı 9694612 seri nolu çekin Sayım Yalçın adlı şahıs tarafından T. Halk Bankası İzmir yolu sanayi şubesine ibraz edilerek tahsil edilmek istenmesi üzerine banka ile yapılan görüşme neticesinde söz konusu çekin üzerine Şubat ayında bulunması imkânsız olan 30.02.2010 keşide tarihinin atıldığının anlaşıldığını ve Bursa Kestel"de bulunan “... Temizlik Oto Teks.İnş.Gıda.San.ve Tic.Ltd Şirketi” namına 12.000TL olarak düzenlendiğini, adı geçen şirketin çeki davalı ..."a, bu davalının da ..."e ciro ettiğini, banka tarafından “çekte yer alan keşideci imzalarının birisinin yetkisiz temsilciye ait olduğundan bahisle” işlem yapılmayarak çekin iade edildiğini, çekin davalı ... tarafından Bursa 1. İcra Dairesinin 2010/6887 sayılı dosyasında icra takibine konulduğunu, çekte lehtar gözüken şirket ile vakıf arasında herhangi bir alacak - borç ilişkisinin bulunmadığını, çekte bulunan imzalardan birinin yetkili temsilciye ait olmadığı gibi tedavül maksadıyla da düzenlenmediğini, imzalardan birinin 20.02.2009 tarihinden önce vakıf yönetim kurulu başkanı olan Metin Eriş"e ait olduğunu ve vakıfta bulunmadığı zamanlarda ortaya çıkacak acil ihtiyaçlarda kullanmak üzere önceden imzalandığını, 20.02.2009 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu başkanlığına Şerafettin Yılmaz"ın seçildiğini, daha önce imzalanmış olan çekin başkan değişikliği nedeniyle iptal edilmesi gerekirken vakıf çalışanı tarafından iptal edildiği zannedilerek unutulmuş olduğunu ileri sürerek müvekkili vakfın davalılara borçlu olmadığının tespiti ile %40’ı oranında kötüniyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar Cevabı:
    5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin cirantalardan ..."dan araç satışına ilişkin olarak alındığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, çekin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun iyi niyetli üçüncü kişiye karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuş ve davacı alacağının %40’ı oranında tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    6. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    7. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.02.2015 tarihli ve 2014/706 E., 2015/74 K. sayılı kararı ile; bilirkişi raporu ve polis merkezi tarafından tutulan tutanaklara göre, vakıf merkezinde hırsızlık olayının gerçekleştiği ve kasa içerisindeki belgelerin çalındığı, ticari defterlere göre, lehtar ... Temizlik Oto Teks. İnş. Gıda. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında ticari ilişki olmadığının ceza davasında lehtar şirketin yetkilisi hakkında verilen karar ile ispat edildiği, kambiyo senedinin çalınmak suretiyle ele geçirilmesi iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği, ciro yoluyla çeki ele geçiren üçüncü şahıslar yönünden iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davaya konu çekten dolayı davalılara borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    8. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    9. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince 16.12.2015 tarihli ve 2015/7381 E., 2015/16995 K. sayılı kararı ile;
    “…Davacı vekili, müvekkili hakkında başlatılan takip konusu çekin 18.12.2009 tarihinde vakıftan çalındığını, çekte bulunan imzalardan birinin yetkili temsilciye ait olmadığını ileri sürerek, takip konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Ergün vekili, müvekkilinin dava konusu çeki cirantalardan Yusuf Akın"dan araç satışına ilişkin olarak aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılardan ... Temizlik Ltd. Şti, Yusuf Akın davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, bilirkişi raporu, polis merkezi tarafından tutulan tutanaklara göre, vakıf merkezinde hırsızlık olayı olduğu, kasa içerisindeki belgelerin çalındığı, ticari defterlere göre, lehtar ile davacı arasında ticari ilişki olmadığının ispat edildiği, kambiyo senedinin çalınmak suretiyle ele geçirilmesi iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği, ciro yoluyla çeki ele geçiren üçüncü şahıslar yönünden iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılardan ... vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde vakıf merkezinden çalınan çek üzerindeki imzalardan birisinin yetkili temsilciye ait olmadığını ve davacı ... bağlamayacağını iddia etmiştir. Mahkemece, imza incelemesi yapılmadan karar verilmiştir.
    Çek üzerindeki imzaların davacıyı temsile yetkili kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde çek davacı ... bağlamayacaktır. Sahtecilik iddiası, mutlak defi olup, herkese karşı ileri sürülebilecektir. Mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı ... temsile yetkili kişiler belirlenip çek üzerindeki imzaların bu yetkililere ait olup olmadığı yönünde uzman bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    10. Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2016 tarihli ve 2016/614 E., 2016/695 K. sayılı kararı ile; davacının dava dilekçesinde, dava konusu çekin çift imzalı ve bu imzalardan birinin 20.02.2009 tarihinden önce vakıf yönetim kurulu başkanı Metin Eriş"e ait olduğunu, çekin ihtiyaç olduğunda kullanılmak üzere imzalı olarak hazır olarak tutulduğunu, 20.02.2009 tarihinde ise yönetim kurulu başkanlığına Şerafettin Yılmaz"ın seçildiğini, bu sebeple çekteki imzanın yetkisiz kişiye ait olduğunu iddia ettiği, yine dava dilekçesinde çek aslını göremedikleri için inceledikten sonra bildirimde bulunma haklarını saklı tuttuklarını belirttikleri, ekteki diğer imza yönünden ise herhangi bir itirazda bulunmadıkları, dava dilekçesinin ikinci (üçüncü) sayfasında da imzalardan sadece birinin yetkisiz kişiye ait olduğunun belirtildiği, 02.07.2010 tarihli duruşmada ise; davacı vekilinin “çek altındaki keşideci imzalarından birinin vakfın koordinatörü olan Fatma Yücel"e diğerinin ise yönetim kurulu başkanı olan Metin Eriş"e ait olduğunu, çekin ileride gerektiğinde kullanılmak üzere sadece imzalanmış şekilde kasada saklanırken çalındığını, boş olan kısımlarının hırsız tarafından doldurularak piyasaya sürüldüğünü” belirttiği, buna göre, çekin vakfın yetkilisi olan yönetim kurulu başkanı Metin Eriş ve vakıf genel koordinatörü olan Fatma Yücel tarafından görevli oldukları dönemde boş olarak imzalamış oldukları ve ileride kullanılmak üzere kasada hazır tutulduklarının anlaşıldığı, davacı vekilinin duruşmadaki beyanına göre; imzaların yetkisiz kişilere ait olmadığı, aksine imza sahiplerinin yetkili oldukları dönemde atılmış olduğu, sadece tarih ve diğer kısımların doldurulmadığının anlaşıldığı, buna göre imzaların yetkisiz kişiye ait olduğu hususunun ihtilaf dışında kaldığından dava konusu çekin yetkisiz kişi tarafından doldurulduğu yönünde inceleme yapılmasına gerek duyulmadığı, çekin çalınıp çalınmadığı, çeki elinde bulunduran kişinin yetkili hamil olup olmadığı hususlarında inceleme yapıldığı ve neticesinde de; çekin çalınmış olduğu ve davacı vakıf aleyhine icra takibi yapan davalı ..."ün eline ciro yoluyla geçtiğinin anlaşıldığı, çekin çalınmış olması ve imzalar hariç diğer kısımlarının çalan kişilerce doldurulmuş olması itirazının herkese karşı ileri sürülebilen itirazlardan olduğu, bu nedenle çeki ciro yolu ile eline geçiren davalılara yönelik olarak da ileri sürülebileceği, davacının çekin yetkililerin görevde olduğu dönemde imzaladıklarını kabul ettiği, bozma kararı öncesi verilen ilk kararda da bu hususlara değinildiği ve davacının kararı gerekçe yönünden temyiz etmeyerek bu durumu benimsediğinin kabulünün gerektiği, sadece çekin keşide tarihi sonradan doldurulduğu için doldurulma tarihine göre çeki imzalayan yetkilinin yetkisinin kalkmış olması nedeniyle imza itirazında bulunulduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    11. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacı tarafından çalındığı iddia edilen çeke ilişkin olarak mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı ... temsile yetkili kişiler belirlenip çek üzerindeki imzaların bu yetkililere ait olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    III. GEREKÇE
    13. Uyuşmazlıkların çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve yasal mevzuatın açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
    14. Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir ( Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).
    15. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
    16. Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233 ).
    17. Ayrıca, adi senette borçlu olarak gözüken kimse, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığının ve dolayısıyla, senet borçlusu konumunda bulunmadığının tespiti amacıyla, cebri icra tehdidi ile karşı karşıya ise, icra takibinin yapılmasından önce; süresi içinde ödeme emrine karşı imzaya itirazda bulunmayı ihmâl etmiş ve takip kesinleşmişse, takibe başlanılmasından sonraki evrede sahtelik davası açabilir, böyle bir sahtelik davası hukukî niteliği itibariyle İİK’nın 72. maddesinde düzenlenmiş olan menfi tespit davasıdır ( Tanrıver, S.: Medenî Usul Hukuku, C.1, Ankara 2016, s. 844-845).
    18. Gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekârlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”,“senedin zamanaşımına uğramış bulunması” gibi def"iler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def"i olarak kabul edilmektedir.
    19. Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekârlık (tahrifat) iddiası mutlak def"idir ve mahkemece bu iddia incelenmelidir.
    20. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili vakfa ait kasa içerisinde bulunan çeklerin çalındığını, icra takibine konu çekteki imzalardan birinin vakıf temsilcisine ait olmadığını ve müvekkili vakfı bağlamayacağını, bu nedenle icra takibine konu çek nedeniyle borçlu bulunmadıklarını iddia etmiştir.
    21. Davacı vekilinin çekte yer alan keşideci imzalarından birinin sahte olduğu yönündeki iddiası mutlak def"i olup, çeki elinde bulunduran iyiniyetli hamil dâhil olmak üzere herkese karşı ileri sürülebilecektir.
    22. Davacı vekili çekin keşide tarihine göre çekteki imzalardan birinin 20.02.2009 tarihinden önce vakıf yönetim kurulu başkanı olan Metin Eriş"e ait olduğunu, 20.02.2009 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu başkanlığına Şerafettin Yılmaz"ın seçildiğini iddia etmiştir.
    23. Bu durumda mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı ... temsile yetkili kişilerin belirlenmesinden sonra icra takibine konu çekteki imzaların vakıf yetkililerine ait olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece imza incelemesi yapılmadan hüküm kurulması yerinde değildir.
    24. Öte yandan, dava tarihi 31.05.2010 olmasına rağmen direnmeye ilişkin karar başlığında 03.05.2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiş ve ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
    25. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    26. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

    IV. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun"un 440-III/1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 22.06.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi