Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/5509 Esas 2008/7648 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/5509
Karar No: 2008/7648
Karar Tarihi: 18.6.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/5509 Esas 2008/7648 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kendisine ait olan ve vakfa dönmesi gereken taşınmazın tapusu davalılara verildiğini iddia ederek, tapu iptali ve vakıf adına tescil isteğinde bulundu. Mahkeme, taşınmazın vakıf malı olduğu ve gaiplik kararı verilerek vakıf adına tescil edilmesi gerektiği yönünde karar verdi. Ancak gerekçeli kararda eksiklik olduğu ve kısa karara çelişkili bir şekilde yazıldığı gerekçesiyle karar temyiz edildi ve Yargıtay tarafından bozuldu.
Kanun maddeleri: HUMK'nun 376., 381. ve 389. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2008/5509 E.  ,  2008/7648 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : FATİH 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/09/2007
    NUMARASI : 2006/115-2007/334

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 1841 ada 8 parsel sayılı taşınmazın H. M. C.Vakfından olup, mutasarrıfının gaip kişilerden olması veya mirasçısız ölmesi halinde mahlulen vakfına döneceğini ileri sürerek, gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu iptali ve vakıf adına tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın vakıf malı olduğu, mutasarrıfının gaip olması halinde  mahlulen vakfına döneceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi  raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.  

                  -KARAR-
    Dava, gaiplik,tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mahkemece kısa kararda “ davanın kabulü ile tapu malikleri M.oğlu İ. E. ve M.oğlu S.’in gaipliklerine ve taşınmazın H.M. Camii Vakfı adına tapuya tesciline” şeklinde karar verilmiş, gerekçeli kararda ise “ ...8 sayılı taşınmazın mutasarrıfı M.oğlu İ.E.ve” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle  hüküm kurulmak suretiyle hüküm devamına yer verilmemekle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmıştır.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. 
    Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.           
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. 
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.          

     


     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.