8. Hukuk Dairesi 2011/7556 E. , 2012/4201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile ......ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27.09.2011 gün ve 327/331 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili 111 ada 26 sayılı parselin kök miras bırakan ... oğlu ...’den kaldığını, kadastro çalışmaları sırasında yalnızca mirasçılardan kardeşleri ... adına tespit ve tescil edildiğini, daha sonra ...’ın muvazaalı olarak söz konusu parseli tapuda yaptığı satış ve devirle gelini ......’e sattığını açıklayarak anılan parselin tapu kaydının kısmen iptali ile 1/5’er pay oranında vekil edenleri adına ayrı ayrı tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... 13.05.2011 tarihinde yapılan keşifte, taşınmazın babası ...’e ait olduğunu, bölüşmediklerini, birlikte ekip biçtiklerini, bunun dışındaki bazı yerleri aralarında paylaştıklarını, ancak erkek kardeşlerinin dava konusu yerdeki paylarını kendisine verdiklerini, ağıl önündeki taşınmazdaki payını da onlara verdiğini, takas yaptıklarını, kız kardeşlerine de babasına ait diğer yerlerden yer verdiklerini, razı olduklarını, 1960 yılından beri bu şekilde kullandıklarını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... ise, 21.12.2010 tarihli yargılama oturumunda ise, davalı ... ile 15 yıldır birlikte oturduklarını, taşınmazı ...’dan satın aldığını, boşandığı eşinin davalı ...’ın oğlu olduğunu ve Fransa’da yaşadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde 111 ada 26 sayılı parsel içerisinde B harfiyle gösterilen 1622,43 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile veraset belgesinde belirtilen 120/960’ar pay oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, 1/5’er oranında iptal ve tescile karar verilmediği gerekçesiyle davacılar vekili, kadastro tespitinden itibaren sürenin geçtiği ve davalı ...’nun altınlarını satarak taşınmazı ...’dan satın aldığı görüşüyle davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, kazanma koşullarının davacılar yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan incelemede dava koşulunun gözardı edildiği anlaşılmıştır. 111 ada 26 sayılı parsel ortak miras bırakan ... oğlu ...’den kalmakta olup, kadastro çalışmaları sırasında sadece mirasçılardan davalı ... adına 20.06.2001 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir. Kadastro tutanağı 15.08.2002 tarihinde kesinleşmiş ve ... adına tapu kaydı oluşmuştur. Ne var ki, davalı ... tarafından 12.08.2005 tarihinde tapuda yaptığı satışla dava konusu taşınmazı gelini davalı ...’e (Beker) devretmiştir. Dudu ... oğlu Hüseyin’in terekesine göre, üçüncü şahıs durumundadır. Satışı yapan ... sağ olup, ...aynı zamanda Fransa’da çalışan eşinden boşanmıştır. ... oğlu Hüseyin’in terekesi yapılan saptama karşısında TMK. nun 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir.
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK. nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Davada bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerekir. Davacılar dava dilekçesinde, sadece kendi adlarına 1/5’er pay oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Bu nedenle terekeye dahil bir taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere karşı dava açma sıfat ve hukuki ehliyeti bulunmamaktadır.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında davacılar sadece 1/5’er pay oranında kendi adlarına iptal ve tescil isteğinde bulunduklarına, dava dışı kalan diğer mirasçılar tarafından yöntemine uygun bir biçimde açılmış bir dava ve istekleri bulunmadığına, tüm mirasçılar adına da iptal ve tescil isteğinde bulunmadıkları anlaşıldığına göre, dava koşulundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Dava koşulu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulur. Bozma nedenine göre işin esasına ilişkin temyiz itirazları incelenmemiştir.
Davacılar vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 89,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara ayrı ayrı iadesine 14.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.