Esas No: 2021/1514
Karar No: 2022/3942
Karar Tarihi: 23.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1514 Esas 2022/3942 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1514 E. , 2022/3942 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.04.2016 tarih ve 2014/364 E. - 2016/241 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, asıl davada, davalı şirket tarafından Ankara 32. İcra Müdürlüğü'nün 2013/9267 sayılı dosyası ile 17/05/2008 tanzim, 20/06/2008 vade tarihli bonoya dayanılarak hakkında icra takibi başlatılmışsa da, borcunu takip öncesinde ödediğini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 17/05/2008 tanzim, 20/06/2008 vade tarihli 12.555,00 TL asıl borç ve bu borcun ferilerinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, Ankara 32. İcra Müdürlüğü'nün 2013/9267 sayılı takibinin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen ödemelerin dava konsu bonolara mahsuben değil dava dışı ...’nun borcuna mahsuben yapıldığını, ödeme iddiasının yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddi ile icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiştir.
Birleşen davada, davacı vekili, davalı şirketin 27/06/2008 tanzim, 10/08/2008 vade tarihli, 27/06/2008 tanzim, 10/08/2008 vade tarihli, 27/06/2008 tanzim, 05/09/2008 vade tarihli bonoların ödenmediği gerekçesiyle Ankara 32. İcra Müdürlüğü'nün 2013/9262 sayılı dosyası ile aleyjine ilamsız takip başlattığını, bu bonolarda müvekkilinin ciranta, dava dışı ...'nun keşideci, davalı şirketin ise hamil olduğunu, borcun takip öncesinde ciranta sıfatıyla yazılı belge karşılığında ödediğini, senet miktarı 39.800,00 TL olmasına rağmen davalı şirketin faiz talebi olduğunu, takip öncesinde vadeden sonra yapılan ödeme miktarının 48.350,00 TL olduğunu, davalı şirketin bedelleri ödenmiş senetleri davacıya teslim etmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Ankara 32. İcra Müdürlüğü'nün 2013/9262 sayılı takibinin iptaline ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının ödeme iddialarının dava konusu bonolara ilişkin olmadığını, dava dışı ...’nun borcuna mahsuben yapıldığını, ödeme iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddi ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, dosya kapsamına göre; kambiyo senedine dayalı menfi tespit davalarında kanıt yükünün kural olarak borçlu olmadığını iddia eden kişide olduğu, dava konusu her iki takip dosyasına konu bonoların vade tarihleri nazara alındığında aradan üç yıl geçtikten sonra takibe geçildiğinden bonoların zamanaşımına uğradıkları ve kambiyo senedi vasfında olmadıkları, ilamsız takibin dayanağının sadece zamanaşımına uğramış bonolar olduğu, bu durumda asıl davada lehtarla keşideci arasındaki temel ilişki ile birleşen davada lehtarla ciranta arasındaki temel ilişkinin alacaklı tarafından kanıtlanması gerekiyorsa da davacı ödeme iddiasında bulunduğundan ispat yükünün davacıda olduğu, davaya dayanak yapılan iki ödemenin işbu dava konusu senetlere mahsuben yapıldığının belirtilmediği, davalı tarafça da cari hesap alacağına mahsuben bir ödeme olarak kabul edildiği, ödemelerin bu senetlere yönelik olduğu hususunun ticari kayıtlar ve dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl davanın, birleşen davanın ve davalının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen dosya davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, davacının, keşideci veya lehtar sıfatıyla imzası bulunduğu, zamanaşımına uğramış senetlere karşı ödeme nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Dosyaya sunulan ödeme makbuzlarının bir kısmında ödemelerin dava dışı ...’nun keşideci sıfatını taşıdığı davacının ise lehtar olduğu senetlere mahsuben yapıldığı, ödeme makbuzlarının, “(*) 15.10.2008 tarihinde Erdoğanlar Gıda İnş Ltd Şti’den 10.000 YTL (onbin) kaşe Uğurlu Yapı Malz. .. Ltd. Şti. imza ... parantez içinde okunamayan bir kelime, (*) 05.12.09 Erdoğanlar Gıda İnş Ltd. Şti’nin ödenmeyen senetlerine istinaden 2.930.- TL alınmıştır imza ..., (*) Erdoğanlar Gıda’dan 04.02.2009 tarihinde 23.000.- TL yirmi üç bin alınmıştır. İmza ..., (*) 24.7.09 Erdoğanlar Gıda Ltd. Şti’den 10.000 TL on bin TL alınmıştır. ... ismi Uğurlu şirketi kaşesi ve imza, (*) ... (şahsı 17.07.2009 tarihinde ... adına ... 1850 bin sekiz yüz elli alınmıştır. Uğurlu şirketi kaşesi ve imza, (*) ... Senede (... şahsı) on üç bün beşyüz alınmıştır. 02.07.2009 Uğurlu şirketi kaşesi ile imza” yazılarını ihtiva ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sözkonusu ödemelerin bir başka akdi ilişki nedeniyle yapıldığı savunmasında bulunan davalı alacaklı ispat yükünü üzerine almakla, ödemelerin hangi akdi ilişkiye istinaden yapıldığını delilleri ile birlikte ortaya koyması gerekmekte olduğu halde, davalı ödemelerin başka bir ticari ilişkiye ilişkin olduğunu ispat edememiştir. Mahkemece, ödemeye dayanak teşkil eden senetler ile buna istinaden yapılan ödemeleri gösteren makbuzlar karşılaştırılarak dava tarihi itibariyle ödeme yapılan miktar yönünden davanın kabulüne, varsa eksik ödeme tutarı üzerinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken ispat yükünde hataya düşülmek suretiyle davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen dosyalar davacısı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, dava dosyasının yerel mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.