11. Hukuk Dairesi 2017/2696 E. , 2019/1902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kırıkkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesince (AsliyeTicaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 13/10/2016 tarih ve 2014/2121 E.-2016/531K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 24/04/2017 tarih ve 2017/181-2017/189 sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 05.03.2019 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. ...ile davalı vekili Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin 13/07/2014 tarihli genel kurul toplantısında kendi ibraları için oy kullandığından kararın iptali gerektiğini bilanço kar ve zarar hesapları ile faaliyet raporları hakkında gerekli ve geçerli açıklamaların yapılmadığını, denetim kurulunun da genel kurulda ibra edilmediğini ileri sürerek, öncelikli olarak yönetim kurulu üyelerinin pay devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasını, yönetim kurulunun görevden alınarak şirket yönetiminin kayyıma bırakılmasını, denetim kurulunu görevden alınarak özel denetçi atanmasını, yargılama sonunda da; davalı şirketin usul ve yasaya aykırı olan 13/07/2014 tarihli genel kurul kararının iptalini, yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin kararın iptali ile bu kişilerin sorumluluklarının önünün açılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 13/07/2014 tarihli genel kurul toplantısı kararının ve toplantı çağrısının usulüne uygun olarak yapıldığını, davacıların rekabet yasağına aykırı davrandığını, yönetim kurulunu keyfi olarak ibra etmediğini davacı ... "un eşi Hasan Turgut"un müvekkili şirketin denetim kurulu raporunu denetçi olarak imzaladığını, bu kişinin ve davacı ..."un müvekkili şirketle aynı faaliyet alanında olan Nisa Efe Özel Eğitim Hizm. Ltd. Şti"nin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu davacıların müvekkili şirketin yönetici olduğu dönemde usulsüz işlemler yaptığını, davacıların genel kurulda özel denetçi atanması talebinde bulunmadığını, kayyım tayininin yasal dayanağının bulunmadığını, ihtiyati tedbir talebinin gereksiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacıların iptalini talep ettikleri 13/07/2014 tarihli genel kurulun (2),(3), (4) sayılı kararların alınmasına ilişkin olarak olumsuz oy kulladıkları ancak kararların altına açık bir muhalefet şerhi koydurmadıkları, sonradan gönderilen ihtarnamenin muhalefet şerhi niteliğinde sayılamayacağı, hal böyle olunca davacıların iptal talep haklarının bulunmadığı gibi kararların yoklukla malul olmasını gerektiren bir halin de olmadığı, yönetim kurulunun ibrası için oy kullanmaması gereken yönetim kurulu üyeleri oy kullanmış ise de, bu usulsüzlük yapılmamış olsa dahi mevcut oy durumuna göre yönetim kurulunun ibra edilmiş olacağı gözetildiğinde butlanla malul olma durumundan söz edilemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, 13/07/2014 tarihinde yapılan genel kurulda yönetim kurulu üyesi olan pay sahipleri ..., ... ve ...’un ibrada oy kullandıkları, davacılar ... ile ...’un ret oyu verdikleri, yönetim kurulu üyeleri dışındaki genel kurula katılan tüm hissedarların ( Ahmet Sezer, Necati Temiz, Muharrem Erdoğan) ibra yönünde oy kullandıkları, yönetim kurulu dışındaki ibra yönünde oy kullanan ortakların toplam payının 20.825 olduğu, yönetim kurulu dışındaki tüm ortaklar oy birliği ile ibra yönünde oy kullandığından TTK"nın 436/2.maddesine aykırı davranışın somut olayda bir öneminin kalmadığı gerekçesi ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 07/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.