Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/4243 Esas 2020/11524 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/4243
Karar No: 2020/11524
Karar Tarihi: 16.03.2020

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/4243 Esas 2020/11524 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, kendisini arama kararı olan kardeşinin kimlik bilgileriyle tanıtmış ve polis merkezinde gerçek kimliği açığa çıkartılmıştır. Mahkeme, sanığın gerçeğe aykırı beyan ettiği farklı bir isme göre düzenlenmiş belge bulunmaması nedeniyle resmi belge düzenleme suçu oluşmayacağı sonucuna varmıştır. Ancak, sanığın kimlik bildirmeme kabahatini oluşturduğu belirtilmiş ve bu kabahat için idari yaptırım uygulanması gerektiği ifade edilmiştir. Yargılama süresinin dolması nedeniyle sanığın eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı süresinin dolduğu, dolayısıyla idari para cezası verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- Kabahatler Kanunu (40. madde): Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması kabahatini tanımlamaktadır.
- Kabahatler Kanunu (20/2-c madde): Soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu belirtmektedir.
- Kabahatler Kanunu (20/1. madde): İdari para cezası verilmesini öngörmektedir.
- CMUK (321. madde): Bozulan hükümlerin yeniden yargılama yapılmaksızın uygulanması gerektiğini belirtmektedir.
- CMUK (322. madde): Bozulan hükümlerin yeniden yargılama yapılmaksızın verilecek kararla düzeltilebileceğine dair yetkiyi düzenlemektedir.
8. Ceza Dairesi         2018/4243 E.  ,  2020/11524 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Hakkında arama kararı olan sanığın kendisini kardeşi olan ..."ın kimlik bilgileriyle tanıttığı, ancak polis merkezine getirildiğinde ise farklı suçlardan kaydı olan sanığın gerçek kimliğinin eşi ile yüzleştirilmek suretiyle tespit edilerek tutanağın bu kimlik bilgileri ile düzenlenmiş olması ve sanığın gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği isme göre düzenlenmiş herhangi bir belgenin bulunmaması gözetildiğinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmayacağı, sanığın eyleminin Kabahatler Kanununun 40. maddesinde “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması” şeklinde tanımlanan “kimliği bildirmeme” kabahatini oluşturacağı, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği,ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan 5326 sayılı Kanunun 20/2-c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanunun 20/1. maddesi gereğince İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 16.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.