Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/12670
Karar No: 2019/2644
Karar Tarihi: 13.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/12670 Esas 2019/2644 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/12670 E.  ,  2019/2644 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalılardan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    KARAR

    Davacı vekili, dava konusu 82 ada 24 parsel sayılı taşınmazın önceki malikleri... İlik, ... varisleri ile ... İlik, ... İlik, ... Topal"dan bir kısmını satışla bir kısmını da satış vaadi sözleşmesi ile satın alındığını, ancak tapu kayıtlarında satış yapanlar haricinde kim oldukları bilinmeyen ve tespit tutanaklarında ölü oldukları belirtilen hissedarların olduğunu, müvekkili ..."in elli senedir malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyet bulunduğunu belirterek kim oldukları bilinmeyen ve 30 sene öncesinde öldükleri anlaşılan ... kızı ... ve ... kızı ... adına olan tapu kaydının TMK 713/2. maddesi gereğince iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazlarda kayıt maliki olarak görülen ... kızı ... ve ... kızı ..."nın tanınmıyor olması veya ölmüş olmaları kim olduğunun bilinmemesi anlamını çıkarmayacağını, maliklerin baba adları ile birlikte isimleri de belirtilmiş olduğuna göre meçhul kişi olmadığını, tapuda hissedar gözüken kişilerin mirasçı bırakmayarak ölmesi durumunda TMK’nin 501 maddesi uyarınca taşınmazın hazineye intikalinin gerektiğini belirterek davanın reddi ile taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, kayıt malikinin hiç mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde terekesinin TMK’nin 501. maddesi uyarınca devlete kalacağı, devlete kalan malların olağanüstü zamanaşımı ile kazanılmasının mümkün olmadığı, kadastro tutanağına göre kayıt maliki ... ve ..."nın ölü ... kızları olduklarının anlaşıldığı, aynı şekilde tapu kayıtlarından da kayıt maliklerinin bilinen ve tanınan kişiler oldukları gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ve davalı Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    Dava, 82 ada 24 parsel sayılı taşınmazda malik olarak gösterilen ... Kızı ... ile ... Kızı ...’nin TMK"nin 713/2. fıkrasında yer alan; “...maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan...” ve "...maliki yirmi yıl önce ölmüş..” bulunan hukuki sebeplere dayalı olarak TMK"nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, her iki hukuki sebep bakımından davanın reddine karar verilmiş ise de, ölüm hukuki sebebi yönünden davanın mevcut delillerle reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun"un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK"nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya yirmi yıl önce ölmüş ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.
    Kanun"un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK"nun 10.04.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca "tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.
    Somut olaya gelince; dava konusu 82 ada 24 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve tapu kayıtları, komşu taşınmaz kayıtları ile dosya kapsamına göre tapu malikleri ... Kızı ... ile ... Kızı ...’nin tanınan ve bilinen kişi olduğu sabittir. Bu bakımdan yerel mahkemenin maliki tapu kütüğünde kim olduğu anlaşılamayan hukuki sebep bakımından davanın reddi yönündeki görüş ve gerekçesi yerinde bulunmaktadır.
    Davacı vekilinin, dayandığı ikinci hukuki sebep olan maliki yirmi yıl önce ölmüş hukuki sebebine gelince; tapu iptali ve tescil davalarında dava kural olarak kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. Somut olayda, tapuda kayıt maliki görünen ... Kızı ... ile ... Kızı ...’nin mirasçılarının bulunup bulunmadığının araştırılmadığı ve kayıt malikine ait veraset belgesinin temin edilmediği belirlenmiştir.
    Bilindiği üzere, tapu iptali davalarında, davanın, kayıt malikine, kayıt maliki ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gereklidir. Ayrıca, kural olarak TMK.nin 713/2.maddesine dayalı olarak açılan davalarda kayyımın yeri bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, kayıt malikine kayyım tayin edilerek bu tür davaların yürütülmesi mümkün değildir. Kayıt malikinin mirasçılarının bilinmesi halinde davaya dahil edilerek mirasçılar aleyhine yargılamaya devam edilmesi, aksi halde gerek tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve gerekse TMK.nin 501.maddesi hükmü uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazine aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gereklidir.
    Bu nedenlerle, öncelikle kayıt maliklerinin hasımlı veraset belgelerinin (hasım Hazine olacak) alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, malikin veraset belgeleri alındığında ve mirasçılarının da olduğu anlaşıldığı takdirde davanın mirasçılarına yöneltilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması, hiç mirasçı bırakmadan ölmüş ise bu durumda TMK"nin 501. maddesinin göz önünde tutulması gerekmektedir.
    O halde, Mahkemece kayıt maliklerine ait veraset belgeleri alınmadan buna bağlı olarak taraf teşkili sağlanmadan, işin esasına girilerek ölüm sebebi yönünde de davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın başında mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Açıklanan bu sebeplerle, anılan hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMKnin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi