Esas No: 2021/14343
Karar No: 2022/19404
Karar Tarihi: 22.11.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/14343 Esas 2022/19404 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının aracı olarak dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçlarından yargılandığı belirtilen ceza dairesi kararında, bir sanığın dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizinin incelendiği ve yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, sanığın temyiz nedenlerinin yerinde görülmediği için hükümün onandığı ifade edilmiştir.
Ancak, diğer sanıkların suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ve resmi belgede sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerinde, yapılan incelemeler sonucunda sanığın temyiz süresi konusunda yanıltıldığından, sanığın temyiz süresinin başka bir tarihte başladığı kabul edilerek inceleme yapıldığı belirtilmiştir.
Bu incelemeler sonucunda, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun uzlaşma kapsamına alındığı, resmi belgede sahtecilik suçunun kamu güvenini ihlal eden bir suç olduğu ve belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliği taşıması gerektiği vurgulanmıştır.
Buna göre, hüküm kurulurken özellikle sanıkların önceki suçları, temyiz süreleri ve suçların kanuni unsurlarının tam olarak araştırılmadığından bahsedilerek, sanık ... hakkında verilen hükümlerin BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 165. maddesi, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
...
...
...
A) Sanık ... hakkında “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Bozmaya uyularak yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi” ve sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyizlerinin incelenmesinde;
1-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
Sanığın tebliğden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiği anlaşılmış ise de, hükümde, "ilgililerin kararı öğrenmelerini müteakip 7 gün içinde" hükmü temyiz edebilecekleri belirtilmek suretiyle temyiz süresinin başlangıcı konusunda sanığın yanıltıldığı anlaşıldığından, sanığın öğrenme üzerine temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Hükümden sonra 24.10.2019 tarihli ve 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğü giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının b bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nin 165. maddesinde tanımı yapılan "suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi" suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik CMK'nin 254. maddesi uyarınca aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usullere göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,
2-Sanık ... yönünden yapılan incelemede;
a)Yapılan UYAP sorgulaması ve adli sicil kayıtlarına göre sanık hakkında, ... adına düzenlenmiş ancak kendi fotoğrafının bulunduğu sahte nüfus cüzdanı ile sürücü belgesini kullanarak işlemiş olduğu resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle kesinleşmiş mahkumiyet hükümleri ile derdest dava dosyalarının olduğu anlaşılmakla; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu da gözetilerek, açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her birinin yenilenen kasıtla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında kanunun aynı hükmünün kısa zaman aralıkları içerisinde birkaç kez ihlal edilmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, UYAP üzerinden sanığın kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerine konu dosyaları ile halen derdest olan dava dosyalarının tespit edilip incelenerek zincirleme suç kapsamında kalıp kalmadıkları tespit edildikten sonra resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında kesinleşen hükümler bulunduğu göz önünde tutularak, sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suça ilişkin hükümler uygulanarak tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezaların mahsup edilmesi gerekeceği dikkate alınarak, yargılaması devam eden dava dosyalarının mümkünse bu dava ile birleştirilmesi, diğer davalar yönünden de, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içine alınmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,
b)Kabule göre de;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarihli, 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği ve belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının tayin ve takdiri hakime ait olup yasal unsurlarının tam olup olmadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda gözlem yapılması gerektiği, suça konu belge asıllarının getirtilerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatıcılık niteliklerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca, sanık ... hakkında verilen hüküm yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 22.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.