Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/248
Karar No: 2022/3899
Karar Tarihi: 23.05.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/248 Esas 2022/3899 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2021/248 E.  ,  2022/3899 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 44. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.07.2017 tarih ve 2013/234 E. - 2017/612 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi'nce verilen 22.10.2020 tarih ve 2020/60 E. - 2020/220 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili; davacıların murisi ...’ın 19.11.2012 tarihinde 79 yaşında vefat ettiğini, muris adına keşide edilmiş, 06.05.2011 tanzim tarihli, 10.08.2011 vade tarihli, 150.000.- TL bedelli bono için davalı tarafından davacılar aleyhine icra takibi yapıldığını, bononun tanzim tarihinde murisin 78 yaşında olup, parkinson ve alzheimer hastası olduğunu, 1995 yılından bu yana Bakırköy Devlet Hastanesinde Kontrol altında iken vefat ettiğini, murisin sağlığında bu senetten hiç bahsetmediğini, imzanın murise ait olmadığını, öncelikle imza incelemesi yapılmasını, senet üzerinde malen kaydı bulunduğunu, bu yaştaki bir kişinin bu miktar mal almasının mümkün olmadığını ileri sürerek İstanbul 13. İcra Müdürlüğü'nün 2011/14505 E. sayılı dosyasındaki takibin durdurulmasını, takip dayanağı senetten dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitini, takibin iptalini, icra takibi haksız ve kötü niyetli olduğundan, takip konusu alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davalı şirketin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, muris ...’ın İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, Merkezefendi Mah.... ada, ... parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, taşınmazın uzun yıllar ödenmeyen vergi ilişiklerinin ve intikal vergilerinin belgeli ve belgesiz olarak davalı tarafından ödendiğini, bu işlerin görüşülmesi sırasında davacılardan ... birçok kez babası muris ile davalı şirkete geldiğini ve görüşmelere katıldığını, davalı tarafından yapılan masraflar nedeniyle diğer tüm hissedarlar gibi muris ...'dan senet alındığını ve bu senede ilişkin icra takibi yapıldığını, davacı tarafından sunulan bu belgelerin tamamının tanı bölümünde parkinson hastalığı yazmakta olup, davacı taraf parkinson hastalığının hak ve fiil ehliyetini kaldıran bir hastalık olmadığını bildiğinden iddialarını inandırıcı hale getirmek için Alzheimer ibaresini eklediğini, beyanla davanın reddini, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; Zeytinburnu Belediye kayıtlarında yer alan ve dava dışı ... adına yapılan toplam 150.375,08 TL ödemenin 100.251.- TL'lik kısmının davalı şirketin Halkbank hesaplarından ödendiği, 50.125,02 TL kısmının Şüleyda Şentürk tarafından kredi kartı ile ödendiği tespit edilmiş ise de, davalının senedi talil etmesi nedeniyle ispat külfeti yer değiştirdiği, davalının, ispat yükü değişen davada ödemelerin senet karşılığı yapıldığını yazılı olarak ispatlayamadığı, davalının açıkça yemine de dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, İstanbul 13. İcra Dairesi'nin 2011/14505 takip sayılı dosyasında ve 06.05.2011 tanzim 10.08.2011 vade tarihli, 150.000.- TL bedelli bonoya ilişkin olmak üzere davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davacıların murisinin düzenlediği senette malen kaydı olduğu, mal karşılığı verildiği iddiasının aksine borç karşılığı teminat amacıyla alındığının davalı tarafından beyan edildiğinden ispat yükünün senedin talil edilmesi nedeniyle davalı tarafta olduğu, davalının talil nedeniyle bağlı olarak davalı tarafından 150.000.- TL ödeme yaptığını ispat etmesi gerektiği ancak dekontlarda davacı murisine yapılan ödeme bulunmadığı, mirasçılardan ...'a yapılan ödemenin muris adına yapıldığı kabul edilse bile ödemenin senet bedelini karşılamadığı, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 03.03.2017 T. 2015/2 E. 2017/1 K. sayılı kararı gereğince açıkça yemin deliline dayanılmamış ise dilekçede yer alan sair deliller gibi bir ibare yemin deliline dayanıldığı anlamına gelmeyeceği, davalının cevap dilekçesinin deliller bölümünde açıkça yemin deliline dayanılmadığı ve “ilgili tüm deliller” denildiğinden yemin deliline dayandığının kabul edilemeyeceğin anlaşıldığı, taraflar arasında bir ticari ilişkide mevcut olduğu, davacıların beyanına rağmen murisinin senedin imza tarihinde hukuki ehliyetinin varlığı ve imzanın da kendisinin eli ürünü olduğunun sabit olduğu, davalının alacağı takibe koyduğu için kötü niyetli olduğu kanıtlamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve davalının elden ödeme yaptığı iddiasını ispatlayamamış olmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, takip dayanağı bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacılar, murislerinin keşidecisi olduğu bono nedeniyle borçlu olmadıklarını, murislerinin bono verilmesini gerektirecek mal alımı yapmadığını ileri sürmüş, davalı ise; bononun, davacıların murisinin de maliki olduğu gayrimenkuldeki inşaat işi için taşınmaz malikleriyle yapılan protokoller gereği ilgili taşınmazın vergi ve intikal borçlarının davalı tarafından ödenmesi karşılığında teminat amacıyla alındığını beyan etmiş, davalının dosyaya sunmuş olduğu Kat Karşılığı İnşaat Yapım Protokolü’nde ‘’Arsa hissedarlarından Mehmed Yılmaz’dan yapılacak masraflar karşılığında 150,000 TL’lik teminat senedi almıştır. Bu sözleşme gereği yerine gelmediği takdirde yapılan harcamalar karşılığında bu 150,000 TL’lik senet hak sahibi olarak Yeşildağ ... Ltd. Şti. tarafından işleme konulabilir. Kat karşılığı sözleşme imzalandığı takdirde teminat senetleri geri iade edilecektir.’’ denildiği, protokolde açıkça belirtildiği üzere, bu protokol gereği yerine getirilmediğinde davalının yaptığı ödemelerin teminatını oluşturmak üzere bonoyu aldığı, cevap dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde taraf beyanlarından sözleşme konusu kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa edilmediği ve sözleşme gereğinin yerine gelmediği anlaşılmaktadır. Esasen İlk Derece Mahkemesince dosyaya kazandırılan bilirkişi raporunda da, davalının protokol kapsamında bir takım ödemeler yaptığı tespit edilmiş ise de, davalı tarafından protokol kapsamında yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir tartışma ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davalının protokolde zikredilen taşınmaz için protokol kapsamında yaptığı ödemelerin ispatı amacıyla dosyaya sunmuş olduğu ödeme belgeleri ve ilgili diğer evrakların incelenerek, davalının protokol kapsamında mezkur taşınmaz için ödeme yapıp yapmadığının tespiti ile ödeme yapılmış ise davacıların murisinin adına yapılan ödeme miktarında davalının alacaklı bulunduğu değerlendirilerek neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK'nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi