Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden maliki oldukları 17 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü komşu 15 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar duruşmaya gelmemiş, bir cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılardan İ. P.ı ile G.y A. tarafından süresinde temyiz edilmiş, mahkemece temyiz giderleri karşılanmadığından temyiz taleplerin reddine karar verilmiştir.
Temyiz talebinin reddine ilişkin karar, davalılardan İ.P.tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair kurulan karar davalılardan sadece İ.tarafından temyiz edilmiş, ancak masraf yatırılmadığından mahkemece muhtıra ile verilen önelin süresi içerisinde gereği ifa edilmediği için temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bir şeyin ifası için istekte bulunan tarafın, o şeyin yapılması için gerekli olan masrafları karşılaması zorunludur.
Oysa, somut olayda davalı İlhan"ın diğer davalılara hükmün tebliği için gerekli giderleri yatırması bakımından yasadan kaynaklanan bir zorunluluğu bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece HUMK."nun 434/3 maddesinden sözedilerek, temyiz isteğinin reddine karar verilmesinin yasal olduğu söylenemez.
Buna göre, 28.03.2006 tarihli mahkemece tesis edilen ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesi sonunda;
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların 17 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 no’lu bağımsız bölümlerin kayden maliki oldukları, davalı İlhan haricindeki diğer davalıların ise, bu parselde mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı ancak, komşu 15 parsel sayılı taşınmazın maliki bulundukları anlaşılmaktadır.
Davacıların, 15 parsel sayılı taşınmazın malikleri tarafından 17 parsel sayılı taşınmazın arka zemin kısmının kullanıldığını ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları görülmektedir.
Bilindiği üzere, elatmanın önlenmesi istekli davaların konusunu, haksız eyleme dayalı tasarruflar teşkil eder. Eylem kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yönelik olarak açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır. Taşınmazın aynı zamanda bir başkası tarafından da tasarruf edilmesi yada kullanılması, onun dışındaki o yeri haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın tasarruf edenin sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz.
Ne varki, çekişme konusu taşınmazın gerçekten kim tarafından nasıl, ne biçimde, hangi zaman dilimi içinde kullanıldığı hususlarında mahkemece yapılan soruşturmanın hükme yeterli olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, davalı İ."ın çekişme konusu taşınmaza gerçekten elatmasının olup olmadığının, 15 parsel sayılı taşınmazla bir ilgisinin bulunup bulunmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı İ.ın, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.06.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.