2. Ceza Dairesi 2020/12030 E. , 2020/5811 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2013 tarihli ve 2013/336 esas, 2013/445 sayılı kararının Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/9236 esas, 2017/1017 karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleşerek infazına geçilmesini müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik doğrultusunda infazda tereddüt hasıl olduğundan bahisle karar verilmesine yönelik talebin değerlendirilmesi sonucunda hırsızlık suçundan verilen 1 yıl hapis cezasının infazının durdurulmasına ilişkin Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/04/2017 tarihli ve 2013/336 esas, 2013/445 sayılı ek kararını takiben, taraflar arasında uzlaşma sağlandığından bahisle mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılarak kamu davasının düşürülmesine dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/09/2017 tarihli ve 2013/336 esas, 2013/445 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/11/2019 gün ve 94660652-105-09-11505-2019- Kyb gün ve sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/02/2020 gün ve 2019/116540 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 12/09/2006 tarihli ve 2006/359 esas, 2006/7944 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağı nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2013 tarihli kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 31/01/2017 tarihli ve 2015/9236 esas, 2017/1017 karar sayılı ilâmında "... sanığın, müştekinin sokak üzerine park ettiği motosikletini düz kontak yaparak çalmaktan ibaret eyleminin TCK"nın 142/1-e maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı Kanun"un 141/1. maddesiyle hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, ... hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle..." şeklinde belirtilerek kararın onanmasına karar verildiğinin anlaşıldığı,
Benzer bir olay nedeniyle Yargıtay 17. Ceza Dairesinin 12/12/2018 tarihli ve 2018/7740 esas, 2018/16042 karar sayılı ilâmında da kabul edildiği üzere, sanığın müştekinin sokak üzerine park ettiği motosikletini düz kontak yapmak suretiyle çalmak biçimindeki eylemi sebebiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-e maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken anılan Kanun"un 141/1. maddesi gereğince cezalandırıldığı somut olayda, yerel mahkemenin yanılgılı uygulaması nedeniyle ortaya çıkarmış olduğu sonuç esas alınmak suretiyle, sanığın nitelikli hırsızlık eylemi sebebiyle uzlaştırma hükümleri uygulanamayacağı halde, cezanın infazının durdurulmasını müteakip uzlaştırma işlemleri yapılarak, sanığın yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasına yol açacak şekilde taraflar arasında uzlaşma sağlandığından bahisle mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılması ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hırsızlık suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2013 tarihli ve 2013/336 Esas - 2013/445 Karar sayılı kararının kesinleşerek infazına geçilmesinden sonra, 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik doğrultusunda infazda tereddüt hasıl olduğundan bahisle karar verilmesine yönelik talebin değerlendirilmesi sonucunda infazının durdurulmasına ve mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılarak kamu davasının düşürülmesine dair Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2017 tarihli ve 2013/336 Esas - 2013/445 karar sayılı ek kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde; Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2013 tarihli kararının sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 31.01.2017 tarihli ve 2015/9236 Esas - 2017/1017 Karar sayılı ilâmında "... sanığın, müştekinin sokak üzerine park ettiği motosikletini düz kontak yaparak çalmaktan ibaret eyleminin TCK"nın 142/1-e maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde aynı Kanun"un 141/1. maddesiyle hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış..." şeklinde belirtilen eleştiriyle hükmün onanmasına karar verildiği, yerel mahkemenin yanılgılı uygulaması nedeniyle ortaya çıkarmış olduğu sonuç esas alınmak suretiyle, sanığın nitelikli hırsızlık eylemi sebebiyle uzlaştırma hükümleri uygulanamayacağı halde, cezanın infazının durdurulmasını müteakip uzlaştırma işlemleri yapılarak, sanığın yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasına yol açacak şekilde taraflar arasında uzlaşma sağlandığından bahisle mahkûmiyet hükmünün ortadan kaldırılması ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2017 tarihli ve 2013/336 Esas - 2013/445 sayılı ek kararı aleyhine kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dairemizce;
“Dairemizin, 03.07.2013 tarihli ve 2012/28544 Esas - 2013/18240 Karar sayılı ilamında, direksiyon kilidi ile kilitlenip başkaca bir yere sabitlenmeyen motosikleti çalmak biçimindeki eylemin 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu kabul edilmişse de; hüküm tarihinden sonra verilen ve Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.04.2015 tarih, 2014/2-641, 2015/103 sayılı kararı dikkate alınarak, sanık ...’ın, direksiyon kilidi ile kilitlenip başkaca bir yere sabitlenmeyen motosikleti çalması biçimindeki eyleminin, TCK’nın 142/1-e maddesinde düzenlenen hırsızlık suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, sanığın eylemine ilişkin suç vasfının belirlenmesindeki yanılgının sonraki değerlendirmelerde kazanılmış hak sağlamayacağı da dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaşma kapsamında olmadığının gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (NAZİLLİ) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 21.09.2017 tarihli ve 2013/336 E., 2013/445 K. sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca BOZULMASINA, gereğinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,” şeklindeki gerekçe ile kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiş olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 20.02.2020 gün ve 2019/116540 sayılı itirazı üzerine dosya dairemize gönderilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
Dairemiz tarafından verilen 06/01/2020 tarihli ve 2019/14484 Esas – 2020/100 Karar sayılı ilama Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, bozma kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4-c maddesi gereğince "aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere" verilmesi gerektiğine ilişkin yapılan itirazın KABULÜNE ve anılan ek kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca bozulmasına ve gereğinin yerel mahkemece yerine getirilmesine dair verilen kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.12.2013 tarihli kararından sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, 5237 sayılı TCK"nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmakta ise de; hükümlünün eyleminin TCK"nın 142/1-e maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu dikkate alındığında 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaştırma kapsamında olmadığının gözetilmemesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (NAZİLLİ) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 21.09.2017 tarihli ve 2013/336 E., 2013/445 K. sayılı ek kararının belirtilen nedenle 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, 15/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.