Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/959
Karar No: 2016/7948
Karar Tarihi: 10.05.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/959 Esas 2016/7948 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/959 E.  ,  2016/7948 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Alacağın tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen hükmün süresi içinde temyizen incelenmesini davacı ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... avukatlarının istemesi ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... avukatının duruşma talep etmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.11.2015 günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalılar adına Av. ... ile davacı adına Av. ... geldiler. Diğer davalılar adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunanların açıklamaları dinlenip duruşmaya son verilerek; eksiklerin giderilmesi için geri çevrilen dosya geldikten sonra bırakılan günde, Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.


    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 08.07.2009 tarihli, 2009/21-286 Esas, 2009/328 Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere; bir davanın birden fazla kişi tarafından veya birden fazla kişi aleyhine açılabilmesi için aynı tarafta yer alanlar arasında hukuksal bir bağlantının bulunması gerekir. Hukukumuzda bu bağlantı karşılığını dava arkadaşlığı kurumunda bulmakta, zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı olmak üzere iki ana başlık altında ve zorunlu dava arkadaşlığı da yine kendi içinde maddi ve şekli olmak üzere ikili ayrımla düzenlenmektedir.
    Dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde dava arkadaşlığının maddi bakımdan mecburi olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir ifadeyle, bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte veya birden
    fazla kişiye karşı kullanılmasının zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Dava arkadaşlığının hangi hallerde mecburi olduğu maddi hukuka göre belirlenir. Zorunlu dava arkadaşlığında, dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumundadırlar. Mahkeme ise, dava sonunda zorunlu dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve tek bir karar verecektir. Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tektir ve dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih bulunmamaktadır.
    Bazı hallerde ise, birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde, kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki, bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı söz konusudur. Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğunun varlığından söz edilemez.
    Açıklanan bu mecburi dava arkadaşlığı halleri dışında dava arkadaşlığı ihtiyaridir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 57. maddesinde; Birden çok kişi, aşağıdaki hâllerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir:
    a-) Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması.
    b-) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri.
    c-) Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması.
    Şu durumda maddede açıkça sayılan, dava konusu hak ve borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, birden fazla kişinin ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile borç altına girmiş veya yine tek bir sözleşme ile birden fazla kişinin hak sahibi olması, davanın birden fazla kişi hakkında aynı (veya benzer) vakıa ve hukuki sebepten doğmuş olması hallerinde birden çok kimsenin birlikte dava açması sözkonusu olduğu gibi, birlikte aleyhlerine de dava açılabilir.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 167. maddesinde; “Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.” denilmektedir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava, usülsüz oda kaydı nedeniyle sigortalılığın iptalinden dolayı yersiz ödenen sosyal sigorta yardımlarının geri alınmasına ilişkin olup, birden fazla sigortalı hasım gösterilerek açılması gereğini ortaya koyan herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
    O halde, davalı sigortalılar arasında maddi yada şekli anlamda zorunlu dava arkadaşlığının varlığından söz edilemeyeceği gibi, ihtiyari dava arkadaşlığının varlığını kabule imkan sağlayan unsurlar da mevcut değildir.
    Öte yandan, her sigortalının kendisiyle ilgili sigortalılık süresi ve yersiz ödemelerden sorumlu olacağından talepler arasında da hukuki veya fiili bir irtibat bulunmamaktadır.
    Açıklanan durum karşısında, aralarında zorunlu ya da ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmayan sigortalıların, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunmayan farklı taleplerle, birlikte dava edilmesini ve ayrı ayrı açılan davaların birleştirilmesini haklı kılacak açık bir yasal düzenleme ve geçerli hukuksal bir nedenin varlığından söz edilemez. Sigortalılığı ilgilendiren davalarının kamu düzeniyle de ilgili olduğu gözetildiğinde, mahkemece resen araştırma yapılabileceğinden, yargılamanın sağlıklı olarak yürütülebilmesi ve uyuşmazlığın kolaylıkla çözüme ulaştırılabilmesi için sigortalılar aleyhine, ayrı taleplerle ayrı açılıp bilahare birleştirilen davaların ayrılmasının uygun olacağının kabulü gerekir.
    Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2007 gün ve 2007/21-255 E., 2007/260 K. sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, bozmanın niteliğine göre sair yönler incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..."a iadesine, davacı Avukatı yararına takdir edilen 1.350 TL duruşma Avukatlık parasının davalılara, davalılar Avukatı yararına takdir edilen 1.350 TL duruşma Avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi