
Esas No: 2014/9055
Karar No: 2016/2631
Karar Tarihi: 3.3.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/9055 Esas 2016/2631 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı borçlu ... aleyhinde yürütülen icra takibinde borçluya ait aracın trafik kaydına haciz şerhi konulduğunu, ancak borçlunun hacizden önce alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla .... plakalı traktörünü düşük bedelle satmış olduğunun öğrenildiğini, borçlu tarafından haczin kaldırılması amacıyla dava açıldığını ileri sürerek muvazaalı satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 3.kişi ... vekili, müvekkilinin ikamet ettiğini ........ mahkemelerinde bakılması gerektiğini ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, müvekkilinin iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu, dava konusu traktörün dava dışı galericiden satın alındığını, bedeli tam olarak ödenmediği için de aynı gün araç üzerine bu kişi lehine rehin hakkı kurulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu ... duruşmada, dava konusu traktörü 2006 yılında bir galeriye sattığını, davalı 3.kişinin de galericiden aldığını, sadece notere giderek satışı yaptığını savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu takipte borçluya ait 17 adet taşınmaz kaydı üzerine haciz şerhi konulması nedeniyle dava konusu aracın muvazaalı olarak satışından söz edilemeyeceği, aynı gün birbiri ardına yapılan satış ve rehin sözleşmelerinin davalı 3.kişinin savunmalarını doğrular nitelikte olduğu satışın muvazaalı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 vd maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Alacaklının bu davayı açabilmesi için İİK"nun 277 maddesinde belirtildiği gibi borçlu hakkında yapılan takibin semeresiz kalması veya geçici veya kesin aciz belgesi alınmış olması, başka bir deyişle borçlunun aciz içinde olduğunun tespit edilmesi gereklidir. Somut olayda, davalı borçlu ... ve dava dışı diğer takip borçlusu ....... adlarına kayıtlı bir çok taşınmaz ve araç kaydı üzerine haciz konulduğu icra dosya kapsamından anlaşılmakta olup söz konusu taşınmazlar ve aracın kıymetinin borca yeter olup olmadığı hususunun bilirkişi incelemesi yaptırılarak araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 3.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.