Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3742
Karar No: 2011/3071
Karar Tarihi: 22.03.2011

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/3742 Esas 2011/3071 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2010/3742 E.  ,  2011/3071 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/10/2004 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/12/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ile davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacılardan ... ile davalının tüm temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Diğer davacılar ... ile ..."nın temyiz itirazına gelince; dava, trafik kazası nedeniyle yaralanmadan dolayı uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece isteminin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacılar ve davalı tarafından temyiz olunmuştur.
    Davacılar, davalı sürücünün 2/8 kusuru ile neden olduğu trafik kazasında ağır yaralanan kızları ...’nın üç yıldır tedavi gördüğünü, üniversite öğrencisi olan kızlarının sakat kaldığını belirterek, uğradıklar maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemişlerdir.
    Yerel mahkemece, davacı ...’nın dava ve ıslah yolu ile artırdığı maddi tazminat isteminin tümü ile manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine, diğer davacıların manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Kişilik hakları, kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklardır. Bunların fiziki, sosyal ve duygusal kişilik değerleri içerdiği gözetildiğinde, somut olaydaki duruma göre, davacının bir yakınının yaralanmasının sosyal ve duygusal kişilik değerler kapsamında olup olmadığı konusu üzerine durulmak gerekir. Sosyal ve duygusal kişilik değerleri, kişinin toplum içindeki yeri, birlikte yaşadığı ailesi ve yakınlarının değer alanı içine giren haklardır. Bu haklar, doğruda doğruya kişiliğe bağlı olmayan, özellikle aile hukuku içinde yer alan değerlerdir. Bu bağlamda Borçlar Yasası"nın 49. maddesindeki düzenleme gereğince, kişinin doğrudan kendisinin değil de karı, koca, ana, baba, çocuklar ve kardeşler gibi yakınlarının ağır yaralanması gibi somut olayın kendisine özgü ağırlığının ve özelliğinin zorunlu kıldığı olguların kanıtlanması durumunda, aile birliği içinde korunması gereken sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin zarar gördüğünün kabul edilmesi gerekir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak % 27 oranda sürekli iş göremeyecek biçimde yaralanıp yaşam tehlikesi geçirdiği anlaşılan davacılardan ...’nın, davacılara olan yakınlığı ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, yaralananın anne ve babası olan diğer davacıların sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin zarar gördüğü benimsenmelidir.
    Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacılar anne ... ile baba ... yararına uygun tutarlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, manevi tazminat istemlerinin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacılar ... ile ... yararına BOZULMASINA; davacılardan ... ile davalının tüm temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 22/03/2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
    Bu davalarda müruru zaman zarar görenin zararı ve faili öğrenmesinden itibaren BK’nun 60/1 maddesine göre (1) senedir. Bu süre trafik kazalarında ise, Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1 maddesine göre, olay tarihinden itibaren (2) senedir. Davalılar yönünden eylem suç teşkil ediyorsa o takdirde TCK’nun 102/4 maddesi gereğince uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağından müruru zaman olay tarihinden itibaren (5) senedir.
    Olayın özelliğine göre, olay tarihinden itibaren bu süreler içinde hukuk davası açılmadığı süresinde zamanaşımı iddiası ileri sürüldüğü takdirde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
    Ceza davasının devam etmesi, kusur, işten güçten kalma, maluliyet oranının tespiti gibi konularda raporun geç alınması, yukarıda belirtilen yasanın ön gördüğü süreleri uzatmaz.
    Somut davamızda da olay tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında yukarıda belirtilen süreler geçmiş olduğundan ve süresi içinde de zamanaşımı iddiasında bulunulduğundan zamanaşımı itirazına konu edilen tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesi düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüş ve kararlarına katılmıyorum. 22/03/2011






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi