Esas No: 2020/6963
Karar No: 2022/3972
Karar Tarihi: 24.05.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6963 Esas 2022/3972 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bozmaya uyulduktan sonra duruşmalı olarak Yargıtay tarafından incelenen davada, davacı tarafların acente sözleşmesi ve Suriye Bakanlığı ihalesi ile ilgili anlaşmaya aykırı davrandığı ve özellikle davalı tarafın ürünlerin tamamını teslim etmemesi nedeniyle ihalenin iptal edildiği belirlenmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay tarafından yapılan incelemeler sonucunda davalının akreditif konusunda uzman bir bilirkişiden alınacak rapor ile ödemenin yapılacak ihracaatı karşılayıp karşılamadığı ve tutarının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, mahkemenin bu konu ile ilgili önceki bozma ilamını tam karşılamayan bir bilirkişi raporuna dayanarak karar vermesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle, davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik temyiz istemi kabul edilerek karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: Türk Borçlar Kanunu madde 557, Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 438.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.02.2020 tarih ve 2018/598 E. - 2020/88 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 24.05.2022 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. ... ile davalı-karşı davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi ve Suriye İçi Teklifler ve Pazar Protokolü Başlıklı sözleşme hükümlerine aykırı olarak davalının edimlerini eksik ve geç yerine getirdiğini belirterek uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının acente olması nedeniyle ancak bedeli tahsil edilen ödemelerden dolayı komisyon talep edebileceğini, protokol hükümlerine göre edimini yerine getirmeyen davacının karşı edimin yerine getirilmesini talep edemeyeceğini, hammadde fiyatlarındaki artış ve Suriye’deki olağanüstü durumdan kaynaklanan değişikliklerden dolayı meydana gelen risklerin nazara alınması gerektiğini ve davacının taleplerinin hak düşümüne uğradığını savunarak asıl davanın reddini, açılan karşılık dava ile tek satıcılık sözleşmesi ve sonrasında iptal edilen Suriye Bakanlığının(GFTO) ihalesi nedeniyle ticari itibarının zedelenmesi ve kaybedilen işlerden doğan zararlarının tanziminini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının bakiye 2.500 tonluk malı süresinde teslim etmeyerek ihalenin iptaline sebebiyet verdiği, davacının ise ihalenin iptalinde kusurunun bulunmadığı ve sözleşmeyi fesheden tarafın kendisi olmadığı, bu sebeple ispat edilen bir kısım zararlarının tazmini talebinde haklı olduğu, ancak ihalenin feshine sebebiyet veren karşı davacının taleplerinin haklı olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, kararı temyiz etmiştir.
1-Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin Suriye Hükümeti nezdinde davalı lehine akreditif açtırdığı ancak; davalıya vermesi gereken teminat mektubunu eksik ve gecikerek teslim ettiği, davalının ise 4.000 ton malın belli bir bölümünü teslim edip, geri kalan bölümünü teslim etmediği, ihalenin bu sebeple Suriye Hükümeti tarafından iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında geçerliliği kabul edilen 01.10.2015 tarihli tek yetkili acente anlaşması ile davacı acente olarak davalının imal ettiği 9000 ton kağıdın tüm ülke nezdinde satışını, 21.12.2005 tarihli Suriye içi teklifler ve Pazar protokolü ile de ihalesi alınan Suriye Bakanlığı (GFTO) için 4000 ton kağıdın davacı aracılığıyla davalı tarafından üretilip teslimi üzerine anlaşma sağlanmıştır. Davacı yapılan bu iki anlaşmaya göre zararının tazminini talep etmiştir.Ancak davacının 01.10.2005 tarihli acentelik sözleşmesi gereği satış ve dağıtım yaptığına dair dosyada somut bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Taraflar arasında, Suriye hükümeti tarafından yapılan kağıt alım ihalesi ile ilgili işbirliği sözleşmesi imzalandığı, ihalenin taraflarca kazanıldığı,davalının ihaleye konu malların bir kısmını gönderdiği, geriye kalan malların zamanında gönderilmemesi nedeniyle ihalenin feshedildiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır.İhtilaf sonradan acentelik sözleşmesinden ayrı düzenlenen bu işbirliği protokolü çerçevesinde tarafların kusuru ve zarar miktarı noktasında toplanmış ve Dairemizin son bozma ilamı ile de bu konuya açıklık getirecek şekilde bozma nedenleri ayrı ayrı belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduktan sonra alınan bilirkişi raporu incelendiğinde raporu hazırlayan bilirkişi heyetinde, akreditif konusunda uzman bulunmamakta ve raporda terditli görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosyada bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda, davalı-karşı davacının üstlendiği ihracaat bedeli, akreditif tutarının bunu karşılayıp karşılamadığı ve bunun sonucuna göre yapılan degerlendirmede, akreditifin içerdiği hükümlere ve akreditifin işleyişi hakkında yeterli açıklamaya haiz olmadığıda görülmektedir.
Bu durumda mahkemece, açılmış akreditif doğrultusunda amir bankanın yaptığı ödemenin yapılacak ihracaatı karşılayıp karşılamadığı ve tutarının belirlenmesi, karşıladığı durumda; davacı-karşı davalının bildirdiği rakamlara ve euro/usd paritesine göre değil dosyada mevcut somut rakamlara ve protokol hükümlerine göre bankacılık ve akreditif konusunda uzman bilirkişininde içinde olacağı yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken; yazılı gerekçe ile önceki bozma ilamını tam karşılamayan rapora dayanılarak karar verilmesi yerinde görülmemiş, asıl davaya ilişkin kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik temyiz isteminin kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 24/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.