3. Hukuk Dairesi 2017/2570 E. , 2017/12161 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, tarım arazisinde iki yılda bir sayılabilecek oranda tarımsal faaliyet yürüttüğünü, 2005 yılından itibaren davalı kurumdan elektrik satın aldığını,davalı kurum tarafından kendisi hakkında kaçak elektrik kullandığı iddiası ile 26.669,40 TL kaçak cezası kesildiğini,davaya konu edilen borcun halihazırda 27.330,26 TL olup davalı kurum kayıtlarında ayrıca kendisi hakkında 7.517,60 TL’nin de sayaçtaki normal tüketim bedeli olarak fatura edildiğini, toplamda kaçak cezası ve 2011 yılı normal tüketim bedeli olarak 35.034,13 TL borcu bulunduğunu,2011 yılı için 7.517,60 TL borcu bulunmasının ihtimal dahilinde olduğunu,ancak kaçak tahakkuku ve fer’ilerinden borçlu olmadığını ileri sürerek; menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı hakkında yapılan kaçak tahakkuku ve normal tüketim tahakkukunun usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne yönelik verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 25.06.2015 tarih ve 2014/16751 E. 2015/11845 K. sayılı ilamı ile ‘’davacının eyleminin kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve anılan yönetmelik gereğince kaçak elektrik bedelinin hesaplanması gerektiği,bu nedenle dosyanın alanında uzman başka bir bilirkişi heyetine tevdi edilerek dosyada mevcut bilirkişi raporlarındaki çelişkileri giderecek şekilde rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği ‘’ gerekçe gösterilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise;davanın kısmen kabulü ile; davacının davalıya 9.860,50 TL borçlu olmadığının tespitine,bakiye talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Uyuşmazlığın, kaçak elektrik tüketiminden kaynaklı tahakkuka yönelik menfi tespit istemine ilişkin olduğu sabittir.Somut olayda; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile;davacının davalıya 9.860,50 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de,yanılgılı şekilde davalının davacıyı ihtar çekmek suretiyle temerrüde düşürdüğü belgelenmediğinden bahisle bilirkişi tarafından yapılan faiz hesabı dikkate alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki; Yargıtay"ın kararlılık kazanmış içtihatlarında da belirtildiği üzere gecikme cezası faiz niteliğindedir. Takip konusu alacak kaçak elektrik tüketim bedelinden eş söyleyişle haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten (eylem tarihinden) itibaren yasal faiz istenebileceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca mahkemece;davacının kaçak elektrik kullanımı, haksız fiil niteliğinde olduğundan, bu miktara gecikme cezası istenemeyeceği, yasal oranda faiz istenebileceği göz önünde bulundurulmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm,davalının sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.