12. Ceza Dairesi 2017/9597 E. , 2021/845 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Yasaya Muhalefet
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında Hendek ilçesi 22 ada 12 parselde bulunan, Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 11/04/2012 tarih ve 337 sayılı kararı ile kültür varlığı olarak tescili yapılmış sivil mimarlık örneği olarak belirlenen yapıyı yıkmak suretiyle zarar verdiği iddiasıyla 2863 sayılı Kanunun 65/a maddesi uyarınca açılan kamu davasında; sanığın 22 ada 12 parselde bulunan yapıyı yıkmak için 02/04/2012 tarihinde belediye başkanlığına müraacatta bulunduğu, Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından Hendek ilçesinde bulunan 30 adet yapının korunması gerekli kültür varlığı niteliğindeki sivil mimari örneği olarak tescil edilmesi amacıyla 03/04/2012 ile 05/04/2012 tarihleri arasında çalışma yürütüldüğü, bu hususta uzman bilirkişiler tarafından Hendek ilçesinde bulunan 30 adet yapının kültür varlığı olarak tescil edilmesi gerektiğine ilişkin 06/04/2012 tarihli bilirkişi raporu düzenlendiği, bilirkişi rapor içeriğinde, 30 adet yapının ayrı ayrı sağlam halde fotoğraflarının bulunduğu, sanık ..."e ait 22 ada 12 parsel de bulunan yapının bilirkişi raporuna ekli listenin 18.sırasında kayıtlı olduğu, akabinde Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından alınan 11/04/2012 tarihli ve 337 sayılı karar ile aralarında suça konu 22 ada 12 parselde bulunan yapının da bulunduğu 30 adet yapının korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilerek tapu kayıtlarına şerh edilmesine karar verildiği, ilgili kararın sanığa Hendek Belediye Başkanlığı"nın aracılığıyla 07/05/2012 tarihinde tebliğ edildiği, fakat sanığın aşamalardaki savunmasında dava konusu evin kendisine dedesinden kaldığını, 2 nisanda yıkım için dilekçe verdiğini, 5-6 gün içinde de evi yıktığını, 7 mayısta tahliye sebebi mevcut olduğu gerekçesi ile tahliye etmesini istediklerine dair tebligat geldiğini ancak tescile ilişkin karardan önce dava konusu yapıyı yıkmış olduğunu, suç işleme kastının bulunmadığını belirttiği, kurul uzmanları tarafından 26.04.2013 tarihinde yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen raporda, davaya konu yapının yıkıldığı ve parselin boş durumda olduğunun görüldüğünün belirtildiği, sanık savunması ve tüm dosya kapsamından dava konusu yapının kurul uzmanları tarafından 03.04.2012 – 05.04.2012 tarihleri arasında yerinde yapılan inceleme sonrasında fakat tescile ilişkin 11.04.2012 tarihli kurul kararından önce yıkılmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, sanığın tescil kararından sonra dava konusu yapıyı yıktığına dair delil elde edilemediği dikkate alınarak;
Dava konusu yapının 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğinde olmakla birlikte Kocaeli Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 11/04/2012 tarih ve 337 sayılı kararı ile suç tarihinden sonra korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tesciline karar verildiği, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesinde, “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu Kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ... iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılır” düzenlemesine yer verilerek, zarar suçunun oluşumu için, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescilli olmasının arandığı, dava konusu yapının tescil edilmemiş olsa dahi 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli kültür varlığı niteliğini haiz bulunmakla beraber, tescilli olmadığından, yukarıda açıklanan 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1. maddesine göre zarar suçunun unsurlarının oluşmadığı dikkate alınarak sanık hakkında beraat kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 28/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.