Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/5974
Karar No: 2008/7349

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/5974 Esas 2008/7349 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğine ve toplanan delillerin incelenmesi sonucunda, taşınmazın kullanım biçimi fiili taksime göre belirlendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, fiili taksim durumunun gözetilmesi ve bu olgulara göre sorunun çözümlenmesi gerekmektedir. Yapılacak keşif ve taraf delillerine göre fiili kullanım durumu belirlenmeli, bu doğrultuda karar verilmelidir. Yukarıdaki karar Türk Medeni Kanunu'nun 688 ve devamı maddeleri doğrultusunda çözüme kavuşturulmalıdır. Ayrıca, tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. \"Akta vefa\" kuralı ve iyi niyet kuralının yanı sıra, yasalara uygun bir çözüm bulunarak toplum düzeni ve barışı korunmalıdır. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 688 ve devamı maddeleri, 706 ve 2. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2008/5974 E.  ,  2008/7349 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GÜRÜN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 02/04/2008
    NUMARASI : 2006/99-2008/45

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, kayden paydaşı oldukları 4 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını kullanmalarının davalı tarafından engellendiğini, taşınmazdaki bir kısım ağaçların kendilerine danışmadan kesildiğini ileri sürerek paylarına el atmanın önlenmesi ve yasal faiziyle birlikte 1500 YTL zararlarının tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını ,sadece kendi payını kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, intifadan men koşulu oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

     -KARAR-
    Dava,paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre niza konusu 788 ada ,4 parsel sayılı taşınmazın öncesinin davacıların murisi ile davalı arasında paylı olduğu anlaşılmaktadır.
    O halde,taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688 ve devamı maddelerinde öngörülen hükümlerin gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulması gerekeceği açıktır.Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; dosyada bulunan ve taraflar arasında çekişme konusu olmayan 3.6.1987 tarihli "gayrimenkul anlaşma senedi" adlı belge ile niza konusu taşınmazın kullanım biçiminin davacıların murisi Y. G.ile davalı N.Y. arasında belirlendiği anlaşılmaktadır.Ayrıca dinlenen tanık beyanlarından da taşınmazı eylemli olarak daha önce benimsenen fiili kullanım durumuna göre tasarruf edildiği keşfen sabittir. Bu durumda nizanın çözümünde fiili taksim durumunun gözetilmesi ve bu olgu esas alınarak sorunun çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, yerinde yapılacak keşif ve toplanan taraf delillerine göre fiili kullanım durumunun belirlenmesi,buna göre davacıların kullanımına bırakılan yere,davalı tarafın bir elatma olgusunun bulunup bulunmadığının saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün H.U.M.K."nun 428. maddesi gereği BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.6.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi