15. Ceza Dairesi 2017/14917 E. , 2017/8330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK"nın 204/1, 62 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK"nın 158/1-f-son, 62, 52/2-4 ve 53/1-2-3.maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, yakalama emri gereğince yakalandığında bildirdiği ve bilinen son adresi olan “...Mah. ... Cad...... Sokak .....Apt. ....Blok K:1 D:3 .../...” adresi yerine, iddianamede gösterilen adrese tebliğ için gönderildiği, tebligat evrakının sanığın adreste tanınmadığından bahisle iade edilmesi üzerine MERNİS adresine Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ yapılmış olması karşısında, usulüne uygun yapılmış bir tebligat bulunmadığından sanık müdafiinin temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
Sanığın, katılandan satın aldığı 4.100 kg plastik hammaddesi karşılığında ....Bankası ...şubesine ait 27/12/2008 tarihli, .... seri numaralı ve 6.100 TL bedelli çeki verdiği, katılanın söz konusu çeki tahsil için bankaya ibraz ettiğinde sahte olduğunun anlaşıldığı, sanığın bu şekilde atılı suçları işlediği iddia edilen olayda,
1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Mahkemece yeterli ve yasal gerekçeyle alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulmuş olması karşısında, bu hususta bozma isteyen tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğine ve sanığın atılı suçu işlemediğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Katılanın 31/12/2008 tarihli şikayet dilekçesinde "Sanık ... bana olan borcundan dolayı ...çeki vermiştir." şeklindeki beyanı, aynı tarihte Cumhuriyet Başsavcılığı"nda verdiği ifadesinde, "... Ben ..."den alacaklıydım ... çeki ... bana ciro ederek verdi." biçimindeki ifadesi, yine 04/12/2012 tarihli oturumda "olaydan evvel sanık ... iş yerimden 4.100 kg kadar plastik hammadde aldı ... " şeklindeki beyanı karşısında, ayrıntıları ... Ceza Genel Kurulu"nun 03/03/1998 tarih ve 6/ 8-69 E. K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde, zarar veya borç kandırıcı nitelikte davranışlar sonucu doğmayacağından nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı da gözetilerek, gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından, sanık ve katılanın ayrıntılı ifadelerine başvurularak, söz konusu malın hangi tarihte teslim edildiği, suça konu çekin mal teslimi sırasında mı, sonra ki bir tarihte mi verildiği hususu kesin olarak tespit edilerek, elde edilecek sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanığın sorgusunda, suça konu çek bedelini katılana ödeyerek zararı giderdiğini beyan etmesi karşısında, bu hususun araştırılarak sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinde düzenlenen "etkin pişmanlık" hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 29/03/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.