Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/902
Karar No: 2017/12150
Karar Tarihi: 18.09.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/902 Esas 2017/12150 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/902 E.  ,  2017/12150 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, muris ..."ın ... Noterliğin"de 24/11/1995 tarih ve 96 yevmiye no’lu vasiyetname düzenlediğini, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 86 yaşında olduğunu, tasarruf ehliyetine sahip olmadığını, murisin Türkçe bilmediğini, vasiyetname düzenlendiğinde tercüman bulundurulması gerektiği halde bulundurulmadığını, vasiyetnamede davalı lehine vasiyet edilen taşınmazlar ile ilgili olarak da açık bir bilgi bulunmadığını,bu şekliyle vasiyetnamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek; vasiyetnamenin iptalini, aksi takdirde mahfuz hissesini aşan vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte murisin zorunlu olmadığı halde noterden akli melekelerinin yerinde olduğunu gösterir doktor raporunun istenildiğini ve söz konusu raporun notere sunulduğunu,davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece;davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 20.02.2014 tarih ve 2013/18163 E. 2014/2546 K. sayılı ilamı ile ‘’mahkemece, davacıdan murisin vasiyetname tarihindeki sağlık durumunu gösterir hastane kayıt, reçete, rapor, sağlık karnesi vs. gibi delilleri re"sen sorulup istenerek, vasiyetnamenin tanziminde alınan Sağlık Ocağı raporu da celp edildikten sonra, vasiyetnamenin tanzim tarihinde murisin hukuki ehliyete sahip olup olmadığı hususunda ... Kurumundan rapor alınarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği’’ gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; ilgili sağlık kuruluşlarınca murisin tedavisine ilişkin bilgi belge bulunmadığının bildirildiği ve davacı tarafça da murisin akıl sağlığına ilişkin belge sunulmaması nedeniyle muris ...’nin vasiyetname tanzim tarihinde hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının tespiti konusunda ... Kurumu’ndan rapor alınamadığı,davacının murisin Türkçe bilmediğine ilişkin iddiası yönünden ise ,tanık beyanları ve vasiyetname metni ,davacı tarafından aksi yönde bir yazılı delil ileri sürülememesi nedeniyle bu yöndeki iddianın da ispat edilemediği;davacının tenkise ilişkin talebi yönünden ise ,murisin, davacının saklı miras payını almasına engel olmak amacıyla tasarrufta bulunduğu ve murisin terekesinde davacının saklı payını karşılayacak miktarda malvarlığı kalmadığının ispatlanamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava;vasiyetnamenin iptali,olmaz ise tenkis istemine ilişkindir.
    1-Mahkemece, bozmaya uyulmakla birlikte bozma gereği yerine getirilmemiştir. Her ne kadar; murise ait tedavi evraklarının temini için ilgili sağlık kuruluşlarına yazılan yazılara verilen cevaplarda ilgili sağlık kuruluşlarınca murisin tedavisine ilişkin bilgi belge bulunmadığının bildirildiği ve davacı tarafça da murisin akıl sağlığına ilişkin belge sunulmaması nedeniyle muris ...’nin vasiyetname tanzim tarihinde hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının tespiti konusunda ... Kurumu’ndan rapor alınamadığı belirtilmiş ise de;mahkemece, bu haliyle bozma ilam gereğinin yerine getirilmemiş olduğu kuşkusuzdur.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; murise ait hiçbir tedavi evrakı temin edilememiş olsa dahi ,dosyanın mevcut haliyle ... Kurumu’na sevki sağlanmak suretiyle, murisin davaya konu edilen 24.11.1995 tarihli ... Noterliği’nce düzenlenen vasiyetnameyi yaptığı tarih itibariyle hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının tespitini istemek olmalıdır.... Kurumundan rapor alınmadan, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bundan ayrı olarak;
    Tenkis davası, TMK"nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G...., Miras Hukuku, ..., 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, ..., 2004, s.23).
    Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).
    Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re"sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834)
    Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği "net tereke" üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri mirasbırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır.
    Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, mirasbırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur(Yargıtay, 2.HD,15.11.2001, 14464-15834).
    Terekenin pasifini TMK"nın 507/2.maddesinde açıklandığı gibi, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri oluşturmaktadır. Terekenin pasifleri hesaptan indirilir.
    Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden miras payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.
    Bu durumda davanın TMK"nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir.
    Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
    İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır.
    Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Eğer, tassarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıkar ise bu defa MK. madde 564"de öngörülen tercih hakkı gündeme gelecektir.
    Davalıya MK. 564.maddesi uyarınca seçimlik hakkı mahkemece kullandırılır. Seçimlik hakkının kullandırılması davalı duruşmada hazır ise, mal seçip para ödemeyi mi, yoksa mal verip almayı mı tercih ettiği mahkemece sorulmak suretiyle, davalı duruşmada Somut olaya gelince;mahkemece davacının tenkis talebine ilişkin olarak ise, yukarıda ifade edilen ilke ve esaslar dahilinde alınacak bilirkişi raporları uyarınca inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,bu ilke ve esaslar nazara alınmadan murisin, davacının saklı miras payını almasına engel olmak amacıyla tasarrufta bulunduğu ve murisin terekesinde davacının saklı payını karşılayacak miktarda malvarlığı kalmadığının ispatlanamadığı yönündeki değerlendirmesi de usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
    Hal böyle olunca, mahkemece;davacının vasiyetnamenin iptali talebinin değerlendirilmesi yönünden dosyanın mevcut hali ile ... Kurumu’na sevki sağlanarak murisin 24.11.1995 tarihli ... Noterliği’nce düzenlenen vasiyetnameyi yaptığı tarih itibariyle hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının tespit edilmesi; eldeki davada vasiyetnamenin iptali koşulları mevcut değil ise, davacının tenkis talebinin değerlendirilmesi,bu değerlendirme yapılırken de yukarıda ifade edilen ilke ve esaslara göre alanında uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen taraf ve Yargıtay denetimine elverişli raporlar alınmak suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere , 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi